hasarlı

listen to the pronunciation of hasarlı
التركية - الإنجليزية
damaged

Chris' heart felt so empty and damaged that it couldn't be repaired. - Chris'in kalbi o kadar boş ve hasarlı hissetti ki o tamir edilemedi.

Water was coming out of the damaged pipe. - Hasarlı borudan su akıyordu.

ripped
hasar
damage

I paid for the damage. - Ben, hasar için ödeme yaptım.

The damage from the typhoon was enormous. - Tayfundan gelen hasar büyüktü.

hasarlı kanadı düzeltmek
align a damaged blade
hasar
detriment
hasar
{i} havoc

The hurricane has already caused havoc in the Caribbean. - Kasırga zaten Karayipler'de hasara neden oldu.

hasar
(Tıp) insult
hasar
{i} average
hasar
devastation
hasar
drawback
hasar
(Ticaret) substantial damages
hasar
ravage
hasar
disservice
hasar
(Kanun) jeopardy
hasar
havock
hasar
harm
hasar
injury

People with agraphia can't write due to a brain injury. - Agrafili insanlar bir beyin hasarı nedeniyle yazı yazamazlar.

ciddi hasarlı değil
(Askeri) not seriously injured
hasar
damage, loss, injury, harm
hasar
spoilage
hasar
depredation
hasar
wreckage
hasar
scathe
hasar
mischief
hasar
punishing
terminal hasarlı
damaged terminal
التركية - التركية
Hasara uğramış
HASAR
(Osmanlı Dönemi) (C.: Hasâret) Ziyan, zarar
hasar
Temuçin'in küçük kardeşi
hasar
Herhangi bir olayın yol açtığı kırılma, dökülme, yıkılma gibi zarar
hasarlı
المفضلات