Bu adadaki pek çok yılan zararsızdır.
- Most snakes on this island are harmless.
Ses rahatsız edici ama insan vücudu için zararsızdı.
- The sound was annoying but harmless to the human body.
Sosyal ağlarda zararsız bir kişi gibi görünen bir katil olabilir.
- There may be a killer who looks harmless in any social network.
Maddelerin bazıları, özellikle eğer hamile iseniz, zararlıdır.
- Some of the ingredients are harmful, especially if you are pregnant.
Asla sana herhangi bir zarar vermek istemedim.
- I never meant you any harm.
Size zarar vermek istemiyoruz.
- We don't mean you any harm.
Seni asla incitmek istemedim.
- I never wanted to harm you.
Tom'u incitmek isteyecek birinin farkında mısın?
- Are you aware of anyone who would want to harm Tom?
Kaza onun şöhretine zarar verdi.
- That incident harmed his reputation.
Sigara içmek çok zarar verir ama hiç fayda vermez.
- Smoking does much harm but no good.
O iyilikten çok kötülük yapar.
- It does more harm than good.
Kimse sana kötülük etmeyecek.
- No one's going to harm you.