Nothing's wrong with the engine, but my car won't move.
- Motorda sorun yok, fakat arabam hareket etmiyor.
George felt the train begin to move.
- George trenin hareket etmeye başladığını hissetti.
ALS slowly destroys the nerves and muscles needed for moving your body.
- Kas ve sinir erimesi hastalığı vücudunuzu hareket ettirmek için gerekli sinirleri ve kasları tahrip ediyor.
Would you mind my moving your car?
- Arabanızı hareket ettirmemin bir sakıncası var mı?
It is imperative for you to act at once.
- Derhal hareket etmen zorunludur.
The people who live in Japan must act according to the Japanese country constitution.
- Japonya'da yaşayan insanlar Japon ülkesi anayasasına göre hareket etmelidir.