hareket ettirme

listen to the pronunciation of hareket ettirme
التركية - الإنجليزية
motivation
manipulation
moving

ALS slowly destroys the nerves and muscles needed for moving your body. - Kas ve sinir erimesi hastalığı vücudunuzu hareket ettirmek için gerekli sinirleri ve kasları tahrip ediyor.

In order to keep our feet warm we had to shift from one foot to another and keep moving. - Ayaklarımızı sıcak tutmak için ayaklarımızı yer değiştirmek ve hareket ettirmeye devam etmek zorunda kaldık.

hareket et
{f} move

You'll have to get a move on if you want to catch the train. - Eğer trene yetişmek istiyorsan derhal hareket etmelisin.

Nothing's wrong with the engine, but my car won't move. - Motorda sorun yok, fakat arabam hareket etmiyor.

hareket ettirmek
wag
elle hareket ettirme
manipulation
hareket ettirmek
start up
hareket ettirmek
wiggle
hareket ettirmek
crank up
hareket ettirmek
motion
hareket ettirmek
manipulate
hareket et
locomote
hareket et
made move
hareket et
make a motion
hareket et
made a motion
hareket et
{f} act

It is imperative for you to act at once. - Derhal hareket etmen zorunludur.

All human beings are born free and equal in dignity and rights. They are endowed with reason and conscience and should act towards one another in a spirit of brotherhood. - Tüm insanlar özgür, şeref ve haklar bakımından eşit doğar. Akıl ve vicdana sahiplerdir ve birbirlerine karşı kardeşlik ruhuyla hareket etmelidir.

hareket et
make move
hareket ettirmek
move
elektrik ile hareket ettirme
electromotion
hareket et
sashay
hareket ettirmek
drive
hareket ettirmek
motivate
hareket ettirmek
stir
hareket ettirmek
budge
hareket ettirmek
to move
hareket ettirmek
{f} exercise
التركية - التركية

تعريف hareket ettirme في التركية التركية القاموس.

Hareket ettirmek
(Osmanlı Dönemi) TİLTAL
Hareket ettirmek
(Osmanlı Dönemi) KILKAL
Hareket ettirmek
(Osmanlı Dönemi) TELTELE
hareket ettirme
المفضلات