Demlikte neredeyse hiç kahve yok. - There's hardly any coffee left in the pot.
Demlikte neredeyse hiç kahve yok.
There's hardly any coffee left in the pot.
Onun seçimi kazanacağına dair neredeyse hiç umut yok. - There's hardly any hope that he'll win the election.
Onun seçimi kazanacağına dair neredeyse hiç umut yok.
There's hardly any hope that he'll win the election.