Sami çok çalışkan bir bankacıydı.
- Sami was a hard-working banker.
Çinliler çok çalışkan bir halktır.
- The Chinese are a hard-working people.
Tom'un karısı çalışkandır.
- Tom's wife is hard-working.
Çinliler çok çalışkan bir halktır.
- The Chinese are a hard-working people.
Baş katip çalışkan bir adam değil fakat üstlerine nasıl yaltaklanacağını bildiği için çabuk ilerliyor.
- The chief clerk is not a hardworking man, but gets ahead rapidly because he knows how to curry favor with his superiors.
Tom sınıftaki herhangi bir öğrenciden daha çalışkandır.
- Tom is more hardworking than any other student in his class.
Ağır iş için teşekkürler.
- Thanks for the hard work.
Tom çok çalışkan bir öğrencidir.
- Tom is a very hardworking student.
Tom çok çalışkan değil.
- Tom isn't very hardworking.
Başarınız sıkı çalışmanızın sonucudur.
- Your success is the result of your hard work.
Tom Mary'nin sıkı çalışmasını takdir etti.
- Tom appreciated Mary's hard work.
... I'm very, very disciplined and hard-working. ...
... give these hard-working responsible americans ...