الإنجليزية - التركية
تعريف hard-up في الإنجليزية التركية القاموس.
- eli dar
- muhtaç
- zararına
- (Konuşma Dili) züğürt
O kadar züğürt müsün?
-Are you that hard up?
- (Konuşma Dili) cebi delik
- (Konuşma Dili) beş parasız
- (Konuşma Dili) eli darda
Onun para için eli darda.
-He is hard up for money.
Tom'un para için eli darda.
-Tom is hard up for money.
- (Konuşma Dili) meteliksiz
Tom meteliksizdi ve önerilen herhangi bir işi kabul edeceğini söyledi.
-Tom was hard up for money and said he would take any job he was offered.
Yoshiki meteliksizdi ve Goro'nun ona 20.000 yen ödünç vermesini istedi.
-Yoshiki was hard up and asked Goro to lend him 20,000 yen.
- darda
Onun para için eli darda.
-He is hard up for money.
Tom'un para için eli darda.
-Tom is hard up for money.
- eli dar
Onun para için eli darda.
-He is hard up for money.
Tom'un para için eli darda.
-Tom is hard up for money.
- muhtaç
Tom yiyeceğe muhtaç gibi gözüküyor.
-Tom seems to be hard up for food.
- sıkıntıda
- zararına
الإنجليزية - الإنجليزية
تعريف hard-up في الإنجليزية الإنجليزية القاموس.
- poor, lacking money; under pressure, troubled
- Lacking money, impecunious, in financial difficulties
- If you are hard up, you have very little money. Her parents were very hard up. well-off
- not having enough money to pay for necessities