happy, content

listen to the pronunciation of happy, content
الإنجليزية - التركية

تعريف happy, content في الإنجليزية التركية القاموس.

pleased
memnun

Seninle tanıştığıma memnun oldum. - I'm pleased to meet you.

Erkek kardeşim sınav sonucundan çok memnundu. - My brother was very pleased with the examination result.

pleased
{f} memnun et

Seni memnun ettim, değil mi? - I pleased you, right?

Prenses bakır kale'den çıktı ve Kraliçe oldu; ve bu onu çok memnun etti. - The Princess came out of the copper castle, and became Queen; and that pleased her very much.

pleased
iste/memnun et
pleased
hazzetmek
pleased
hoşnut olmak
pleased
{s} keyifli

Tom keyifli görünmüyordu. - Tom didn't look pleased.

Tom çok keyifli olacak. - Tom will be so pleased.

pleased
hoşnut

Ben senin hoşnut olacağını düşündüm. - I thought you'd be pleased.

Ben senin hoşnut olmandan memnunum. - I'm glad you're pleased.

الإنجليزية - الإنجليزية
pleased
happy, content
المفضلات