Tom tried not to sneeze.
- Tom, hapşırmamaya çalıştı.
During hayfever season, Mary's sentences were usually punctuated by sneezes.
- Saman nezlesi mevsiminde, Mary'nin cümleleri genellikle hapşırmalarla noktalandı.
During hayfever season, Mary's sentences were usually punctuated by sneezes.
- Saman nezlesi mevsiminde, Mary'nin cümleleri genellikle hapşırmalarla noktalandı.
His sneezing interfered with our conversation.
- Onun hapşırması konuşmamızı engelledi.
I wish I could stop sneezing.
- Keşke hapşırmayı durdurabilsem.
Cover your mouth when you cough, sneeze, or yawn.
- Öksürürken, hapşırırken veya esnerken ağzınızı kapatın.
Our conversation was interrupted by his sneezes.
- Konuşmamızı hapşırıkları böldü.