O, özürlülere yardım etmek için hayatını adadı.
- She devoted her life to helping the handicapped.
O kötü işitmekten özürlü.
- She is handicapped by poor hearing.
Gönüllüler özürlülerin yararına bağış topladı.
- Volunteers collected donations for the benefit of the handicapped.
O, özürlülere yardım etmek için hayatını adadı.
- She devoted her life to helping the handicapped.
Engelli insanlar acınmaya katlanamaz.
- Handicapped people can't stand being pitied.
Engelli otopark yeri mevcuttur.
- Handicapped parking is available.
Sen golf oynuyor musun? Engelin nedir?
- You play golf? What's your handicap?
Zayıf görme bir atlet için bir engeldir.
- Poor sight is a handicap to an athlete.
O kötü işitmekten özürlü.
- She is handicapped by poor hearing.
O, özürlülere yardım etmek için hayatını adadı.
- She devoted her life to helping the handicapped.
Grandpa Andy would buy the racing form the day ahead of time so he could handicap the race before he even arrived at the track.
The candidate was heavily handicapped.
A handicap in chess often involves removal of the queen's rook.