التركية - الإنجليزية
تعريف hanımlar في التركية الإنجليزية القاموس.
- mesdames
- of Madame and Madam
- pl
- {i} (French) respectful title used when addressing married women
- hanım
- wife
- hanım
- mistress
- hanım
- missus
I guess I should get home to the missus.
-Sanırım hanıma ev almalıyım.
- Hanım
- (isim) Lady
There's a lady asking for you.
-Sizi soran bir hanımefendi var.
He is married to an American lady.
-O, Amerikalı bir hanım ile evli.
- hanım
- woman
It's hard to be a woman. One must think like a man, act like a lady, look like a girl, and work like a horse.
-Kadın olmak zordur. Erkek gibi düşünmeyi, hanımefendi gibi davranmayı, genç kız gibi görünmeyi ve de eşek gibi çalışmayı gerektirir.
- hanım
- dona
- hanım
- donna
- hanım
- ladylike
- hanım
- wifie
- hanım
- lady; Mrs, Miss; mistress; wife" " karı; ladylike
- hanım
- Miss
I guess I should get home to the missus.
-Sanırım hanıma ev almalıyım.
It's an honor to meet you, miss.
-Sizinle tanışmak bir onurdur, hanımefendi.
- hanım
- mamasan
- hanım
- mrs
Mrs. Smith is an elderly lady.
-Bayan Smith yaşlı bir hanımdır.
- hanım
- dame
- hanım
- missis
- hanım
- rib
- hanım
- ms
- hanım
- a title meaning Mrs. or Miss (used after a first name): Fatma Hanım
- hanım
- the lady of the house (term used by a domestic servant when speaking of a female employer): Hanım evde yok. The lady of the house is not at home
- hanım
- signora
المصطلحات ذات الصلة
التركية - التركية
تعريف hanımlar في التركية التركية القاموس.
- hanım
- Karı, eş
- hanım
- Karı, eş: "Yok bizim hanım öyle değildir."- M. Ş. Esendal
- hanım
- Kadınlığın bütün iyi niteliklerini taşıyan
- hanım
- Toplumsal durumu, varlığı iyi olan, hizmetinde bulunulan kadın: "Becerikli hâliyle Zeynep'e ve hanımına ait bütün işleri elinin içine almıştı."- H. E. Adıvar
- hanım
- Kız ve kadınlara verilen unvan, bayan
- hanım
- Toplumsal durumu, varlığı iyi olan, hizmetinde bulunulan kadın