Tom bir çekiç daha ve bir miktar çivi almak için nalbura gitti.
- Tom went to the hardware store to buy another hammer and some nails.
Pencereyi kırmak için bir çekiç kullanıldı.
- A hammer was used to break the window.
O, ona bir çekiçle vurdu.
- She hit him with a hammer.
Tom onu bir çekiçle onardı.
- Tom fixed it with a hammer.
Ben bu fikri öğrencilerin kafalarına işlemek niyetindeyim.
- I intend to hammer this idea into the student's heads.
We hammered them 5-0!.
I could hear the engine’s valves hammering once the timing rod was thrown.