تعريف halletme في التركية الإنجليزية القاموس.
- solving
I tried solving the problem.
-Ben sorunu halletmeye çalıştım.
- settlement
- working-out
- removal
- working
We're working on getting that done.
-Şunu halletmek üzerine çalışıyoruz.
- solution
- adjustment
- accommodation
- obviation
- working out
- halletmek
- solve
The best way to solve a problem is sometimes the simplest.
-Bir şeyi halletmek için en iyi metot bazen en basitidir.
It is difficult to solve this problem.
-Bu sorunu halletmek zor.
- hakem kararıyla halletme
- arbitration
- halletmek
- {f} manage
- halletmek
- sort out
- halletmek
- figure out
- halletmek
- arrange
- halletmek
- sort
- halletmek
- to solve, to work out, to sort sth out, to straighten sth out, to resolve, to clinch; to dissolve, to melt; to complete, to finish up, to dispatch
- halletmek
- {f} untie
- halletmek
- {f} overcome
- halletmek
- complete
- halletmek
- (Dilbilim) get through
- halletmek
- deal with
I know you're not ready to deal with this.
-Bunu halletmek için hazır olmadığını biliyorum.
I had things I had to deal with.
-Halletmek zorunda olduğum işlerim vardı.
- halletmek
- extirpate
- halletmek
- obviate
- halletmek
- (Dilbilim) finish off
- halletmek
- (Dilbilim) wrap up
- halletmek
- finish up
- halletmek
- answer
- halletmek
- (deyim) settle someone's hash
- halletmek
- wind
- halletmek
- pull off
- halletmek
- sort something out
- halletmek
- dope
- halletmek
- settle up
- halletmek
- untangle
- halletmek
- square
- halletmek
- clear up
We want to clear up this problem.
-Bu sorunu halletmek istiyoruz.
- halletmek
- conclude
- halletmek
- resolve
- halletmek
- dispatch
- halletmek
- clinch
- halletmek
- straighten
- halletmek
- settle
- halletmek
- sew
- halletmek
- unzip
- halletmek
- handle
Due to lack of manpower, we need more time than expectations to handle this task.
-İnsan gücü eksikliği nedeniyle, biz bu görevi halletmek için beklentilerden daha fazla zamana ihtiyacım var.
- halletmek
- hurdle
- halletmek
- dispose of
- halletmek
- surmount
- halletmek
- polish off
- halletmek
- unriddle
- halletmek
- dissolve
- halletmek
- untwist
- halletmek
- to put (something) on the right track, set (something) straight
- halletmek
- to dish up, serve up (food)
- halletmek
- to complete, finish up, settle, conclude
- halletmek
- lick
- halletmek
- to solve, find a solution for, resolve
- halletmek
- adjust
- halletmek
- lay on
- halletmek
- get things done
- halletmek
- compound
- halletmek
- work out
It's almost impossible to work out this problem.
-Bu sorunu halletmek neredeyse imkânsız.
- halletmek
- {f} untwine
- halletmek
- unthrone
- halletmek
- dethrone
- halletmek
- melt
- kolayca halletme
- smooth sledding
المصطلحات ذات الصلة
تعريف halletme في التركية التركية القاموس.
- Halletmek işi
- Halletmek
- (Osmanlı Dönemi) HULUL
- halletmek
- Yoluna koymak, olumlu sonuca bağlamak: "Bakınız, tesadüf bunu ne kadar güzel düşünüp halletti."- M. Ş. Esendal
- halletmek
- Bir yemeği yenecek duruma getirmek
- halletmek
- Cinsel ilişki kurmak
- halletmek
- Bir cismi bir sıvı içinde eritmek
- halletmek
- Çözmek
- halletmek
- Güç görünen bir olay veya duruma çözüm yolu bulmak
- halletmek
- Yoluna koymak, olumlu sonuca bağlamak