halkla

listen to the pronunciation of halkla
التركية - الإنجليزية
PR
proportional representation
personal recognizance (bond)
personal representative
personal record (in sports)
Port Republic, New Jersey
Paraná, a state of Brazil
police report
public relations
permanent residence
PR is an abbreviation for proportional representation. Puerto Rico (in Internet addresses). The symbol for the element praseodymium
PR is an abbreviation for public relations. It will be good PR. a PR firm
{i} financial sheet listing salaries; list of workers who receive wages and salaries
{i} actions of promoting goodwill and distributing information for a company or organization
halk
public

The castle has been restored and is open to the public. - Kale restore edildi ve halka açık.

We all felt embarrassed to sing a song in public. - Hepimiz halkın önünde bir şarkı söylemeye utandık.

halk
folk

I used to like folk music. - Halk müziğinden hoşlanırdım.

I'm sure your folks miss you. - Eminim ki halkın seni özlüyordur.

halk
(Hukuk) people

The British people in general are extremely fond of their pets. - İngiliz halkı genel olarak evcil hayvanlarına son derece düşkündür.

People of Almaty, let us create a child-friendly city! - Alma-Ata halkı, haydi çocuk dostu bir şehir yaratalım!

halk
community

Tom's death shocked the community. - Tom'un ölümü halkı şok etti.

She sacrifies herself for the community. - Halk için kendini kurban ediyor.

halkla ilişkiler müdürü
Public Relations Manager
halkla ilişkiler sorumlusu
public relations representative
Halkla İlişkiler Ofisi; halkla ilişkiler subayı
(Askeri) Public Affairs Office; public affairs officer
halkla ilişkiler
public relations
halkla ilişkiler timi
(Askeri) public affairs team
halkla ilişkiler uzmanı
public relations
halkla ilişkiler yönergesi
(Askeri) public affairs guidance
halkla ilişkilerden sorumlu kurmay başkan yardımcısı
(Askeri) assistant chief of staff, civil affairs
halk
popular

In the 1960s, folk music was very popular. - 1960'larda halk müziği çok popülerdi.

Nixon won the election of 1972 by a huge popular vote. - Nixon, 1972 yılı seçimini büyük bir halk oyuyla kazandı.

halk
population

The local population helps fight forest fires. - Yerel halk, orman yangınlarıyla mücadeleye yardımcı olur.

The population was crushed by the taxes. - Halk, vergiler tarafından ezildi.

halk
{i} commune
halk
ordinary people
halk
country

In my country, our people don't like others who are cleverer than them. - Benim ülkemde halkımız kendilerinden daha akıllı olanları sevmezler.

The people of this country have become disillusioned with the political establishment. - Bu ülkenin halkı siyasi yönetimden hayalkırıklığına uğradı.

halk
subjects

I use a three-ring binder for all my subjects instead of a notebook for each one. - Her biri için bir dizüstü bilgisayar yerine bütün konularım için üç halkalı klasör kullanırım.

halk
general public

The mayor addressed the general public. - Belediye başkanı halka hitap etti.

halk
file
halk
peoples

Our peoples have more in common than can be seen at first sight. - Bizim halkların ilk bakışta görülebilenden daha çok ortak yönleri var.

Long live the brotherhood of all peoples. - Yaşasın tüm halkların kardeşliği.

halk
folks

I've already sung three folks songs tonight. - Bu gece şimdiden üç tane halk şarkısı söyledim.

Folks are pulling together. - Halk birlik içinde çalışır.

halk
plebs
halk
general

The British people in general are extremely fond of their pets. - İngiliz halkı genel olarak evcil hayvanlarına son derece düşkündür.

I don't think we can trust the polls to tell us what the general populace thinks about the candidates. - Genel halkın adaylar hakkında ne düşündüğünü anketlerin bize söylemesine güvenebileceğimizi sanmıyorum.

halk
grass roots
Halkla ilişkiler
guest relations
ABD Genel Kurmay Başkanlığı-Halkla İlişkiler
(Askeri) Office of the Chairman of the Joint Chiefs of Staff-Public Affairs
ana röle; fizik asistanı; varış ihtimali; halkla ilişkiler
(Askeri) parent relay; physician assistant; probability of arrival; public affairs
basın bilgi subayı; halkla ilişkiler subayı
(Askeri) press information officer; public information officer
halk
people, nation, public, folk; people, populace
halk
demo

Democracy is the government of the people, by the people, for the people. - Demokrasi; halkın, halk için, halk tarafından yönetilmesidir.

The first lesson in democracy is to abide by the will of the people. - Demokraside ilk ders halkın iradesine uymaktır.

halk
the vulgar
halk
populace

The populace have never forgotten the president's generosity. - Halk, başkanın cömertliğini hiç unutmadı.

I don't think we can trust the polls to tell us what the general populace thinks about the candidates. - Genel halkın adaylar hakkında ne düşündüğünü anketlerin bize söylemesine güvenebileceğimizi sanmıyorum.

halk
demos
halk
the people

The new law was enforced on the people of the island. - Yeni yasa ada halkına zorla kabul ettirildi.

In many areas, there was little food and the people were hungry. - Pek çok alanda, az yiyecek vardı ve halk açtı.

halk
communal
halk
the community

Classes at the community center are free. - Halkevindeki sınıflar ücretsiz.

Tom's death shocked the community. - Tom'un ölümü halkı şok etti.

halk
vulgar
halk
the crowd
halk
the million
halk
million
halk
the common people
yolcular; halkla ilişkiler planları
(Askeri) passengers; public affairs plans
önerilen halkla ilişkiler yönergesi
(Askeri) proposed public affairs guidance
الإنجليزية - الإنجليزية

تعريف halkla في الإنجليزية الإنجليزية القاموس.

halk
A nook; a corner
التركية - التركية

تعريف halkla في التركية التركية القاموس.

Halk
cumhur
halk
Yöneticilere göre bir ülkedeki yurttaşların bütünü: "Bilmiyorlar ki halk, halkın diliyle konuşan sanatkârla birliktir."- O. V. Kanık
halk
Belli bir bölgede veya çevrede yaşayanların bütünü: "Bütün köy halkı orada idi."- Ö. Seyfettin
halk
Aynı ülkede yaşayan, aynı uyrukta olan insan topluluğu
halk
Belli bir bölgede veya çevrede yaşayanların bütünü
halk
Bir ülke içerisinde yaşayan değişik soylardan insan topluluklarının her biri
halk
Yöneticilere göre bir ülkedeki yurttaşların bütünü
Halk
ahali
halk
Aynı soydan gelen, ayrı ülkelerin uyruğu olarak yaşayan insan topluluğu
halk
Yaratma
halk
Aydınların dışında kalan topluluk
halk
(Osmanlı Dönemi) yarâtma, var etme
Halk
avam
HALK
(Osmanlı Dönemi) Boğaz
HALK
(Osmanlı Dönemi) Tıraş etmek
Halk
folk
Halk
(Osmanlı Dönemi) HİCCİRE
Halk
el
Halk
beraya
Halk
enam
Halk
(Osmanlı Dönemi) ÂLEM
halkla
المفضلات