Let's keep public places clean.
- Halka açık yerleri temiz tutalım.
The castle has been restored and is open to the public.
- Kale restore edildi ve halka açık.
My older brother started to take interest in Japanese folk songs when he was around 12 years old.
- Benim abim yaklaşık 12 yaşındayken Japon halk şarkılarına ilgi duymaya başladı.
In the 1960s, folk music was very popular.
- 1960'larda halk müziği çok popülerdi.
Some young Japanese people prefer being single to being married.
- Bazı genç Japon halkı, bekar olmayı evli olmaya tercih ederler.
Although the life of Chinese people is getting better and better now, there is still room for improvement.
- Çin halkının yaşamı şimdi gittikçe iyileşmesine rağmen, gelişme için hâlâ bir neden vardır.
Tom went to community college.
- Tom halk eğitim merkezine gitti.
They went to the community pool.
- Onlar halka açık yüzme havuzuna gittiler.
He won by a small number of popular votes.
- Az sayıda halk oyu kazandı.
In the 1960s, folk music was very popular.
- 1960'larda halk müziği çok popülerdi.
We want the government to serve the entire population.
- Hükümetin tüm halka hizmet etmesini istiyoruz.
That island's population lives on fishing.
- O adadaki halk geçimini balıkçılıkla sağlıyor.
The people of this country have become disillusioned with the political establishment.
- Bu ülkenin halkı siyasi yönetimden hayalkırıklığına uğradı.
The people of this country are sick and tired of politics as usual.
- Bu ülkenin halkı her zamanki gibi politikadan bıkıp usanmış durumdadır.
I use a three-ring binder for all my subjects instead of a notebook for each one.
- Her biri için bir dizüstü bilgisayar yerine bütün konularım için üç halkalı klasör kullanırım.
The mayor addressed the general public.
- Belediye başkanı halka hitap etti.
Many peoples live in Asia.
- Birçok halklar Asya'da yaşar.
Native Americans are the indigenous peoples of the United States.
- Kızılderililer, Birleşik Devletler'in yerli halkıdır.
I've already sung three folks songs tonight.
- Bu gece şimdiden üç tane halk şarkısı söyledim.
I'm sure your folks miss you.
- Eminim ki halkın seni özlüyordur.
The mayor addressed the general public.
- Belediye başkanı halka hitap etti.
I don't think we can trust the polls to tell us what the general populace thinks about the candidates.
- Genel halkın adaylar hakkında ne düşündüğünü anketlerin bize söylemesine güvenebileceğimizi sanmıyorum.
Democracy is the government of the people, by the people, for the people.
- Demokrasi; halkın, halk için, halk tarafından yönetilmesidir.
The first lesson in democracy is to abide by the will of the people.
- Demokraside ilk ders halkın iradesine uymaktır.
I don't think we can trust the polls to tell us what the general populace thinks about the candidates.
- Genel halkın adaylar hakkında ne düşündüğünü anketlerin bize söylemesine güvenebileceğimizi sanmıyorum.
The populace have never forgotten the president's generosity.
- Halk, başkanın cömertliğini hiç unutmadı.
The people voted in November.
- Halk Kasım ayında oy verdi.
In many areas, there was little food and the people were hungry.
- Pek çok alanda, az yiyecek vardı ve halk açtı.
They went to the community pool.
- Onlar halka açık yüzme havuzuna gittiler.
She sacrifies herself for the community.
- Halk için kendini kurban ediyor.