halislik

listen to the pronunciation of halislik
التركية - الإنجليزية
purity
a woman's virtue or chastity
the state of being free from sin or moral wrong; lacking a knowledge of evil
freedom from foreign admixture or deleterious matter; as, the purity of water, of wine, of drugs, of metals
The condition of being pure
being undiluted or unmixed with extraneous material
This is the correctness of the order and timing of the footfalls of the gaits
the state of being free from sin or moral wrong; lacking a knowledge of evil being undiluted or unmixed with extraneous material
Cleanness; freedom from foulness or dirt
see pure. the quality or state of being pure
Correctness of the order and timing of the footfalls of the gaits
{i} freedom from guilt or sin; freedom from dirt or contamination
The state of being pure
Freedom from foreign idioms, or from barbarous or improper words or phrases; as, purity of style
Freedom from guilt or the defilement of sin; innocence; chastity; as, purity of heart or of life
The degree to which a color is saturated
Freedom from any sinister or improper motives or views
The proportion of precious metal versus base metal in an object A purity of 900 would mean a metal content of 90% metal and 10% base metal alloy, or a ratio of 9 to 1
halis
sterling
halis
mere
halis
sincere
halis
fine
halis
pucka
halis
pure

I'm sure your intentions are pure. - Niyetinizin halis olduğuna eminim.

halis
true
halis
sheer
Halis
(isim) Pure; clear, real
halis
pure, sheer, true, unmixed
halis
pukka
halis
utter
halis
neat
halis
simonpure
التركية - التركية

تعريف halislik في التركية التركية القاموس.

halis
Katışık olmayan, katışıksız, saf: "İşte halis çay buna derler."- S. F. Abasıyanık
HALÎS
(Osmanlı Dönemi) Tel
HALÎS
(Osmanlı Dönemi) Karışmış, muhtelif
HALÎS
(Osmanlı Dönemi) Siyah ile beyazı karışmış saç
HALİS
(Hukuk) Saf, net, temiz
HALİS
(Osmanlı Dönemi) Bahadır ve haris kimse
HÂLİS
(Osmanlı Dönemi) Her ameli, yalnız Allah rızası için işleyen. (Bak: İhlâs) (Müennesi: Hâlise'dir
HÂLİS
(Osmanlı Dönemi) Hilesiz. Katıksız. Saf. Duru. Saffetli
HÂLİS
(Osmanlı Dönemi) Pek beyaz
HÂLİS
(Osmanlı Dönemi) Evvelce karışık iken kusuru zâil olan
Hâlis
(Osmanlı Dönemi) SİRR
halis
Katışıksız
halis
Katışık olmayan, katışıksız, saf
halis
Katışıksız, saf, yalın
hâlis
(Osmanlı Dönemi) hilesiz, katıksız; saf, duru; her ameli yalnız ve yalnız Allah rızâsı için. yapan
الإنجليزية - التركية

تعريف halislik في الإنجليزية التركية القاموس.

hâlis
arapça bir kelime
halislik
المفضلات