Select Keyboard:
Türkçe ▾
  1. Türkçe
  2. English
  3. العربية
  4. Dansk
  5. Deutsch
  6. Ελληνικά
  7. Español
  8. فارسی
  9. Français
  10. Italiano
  11. Kurdî
  12. Nederlands
  13. Polski
  14. Português Brasileiro
  15. Português
  16. Русский
  17. Suomi
  18. Svenska
  19. 中文注音符号
  20. 中文仓颉输入法
X
"1234567890*-Bksp
Tabqwertyuıopğü,
CapsasdfghjklşiEnter
Shift<zxcvbnmöç.Shift
AltGr

haggard, drained

listen to the pronunciation of haggard, drained
الإنجليزية - التركية

تعريف haggard, drained في الإنجليزية التركية القاموس.

drawn
{s} çekilmiş

Kendimi ona doğru çekilmiş hissettim. - I felt drawn toward her.

Sami kendini Leyla'nın cazibesine çekilmiş buldu. - Sami found himself drawn to Layla's charm.

drawn
{s} tükenmiş
drawn
çizili

Noel baba genellikle tombul çizilir. O neredeyse sıska değildir. - Santa Claus is usually drawn as roly-poly. He is almost never skinny.

drawn
çizilmiş

Silahını çizilmiş Tom odaya girdi. - Tom entered the room with his gun drawn.

Bu çember bir pusulayla çizilmiş. - This circle was drawn by a compass.

drawn
asık
drawn
çizilmek
drawn
(Askeri) çekili
drawn
berabere biten oyun
drawn
(yüz) asık
drawn
{f} çiz

Mary Tom'un çizdiği Uyuyan Güzel resmine bakmaktan vazgeçemedi. - Mary could not stop looking at the picture of Sleeping Beauty that Tom had drawn.

NB:Çok uzun süre önce çizildi bu yüzden kalite kötüdür. - NB: This was drawn a long time ago so the quality is low.

drawn
(oyun) berabere
drawn
Bitkin, argın, tükenmiş
drawn
f., bak. draw
drawn
{s} yorgun
drawn
{s} bitkin
drawn
{s} berabere biten
drawn
drawn game veya battle berabere bitmiş oyun veya savaş
drawn
yorgun görünüşlü
drawn
{s} süzgün
drawn
{s} gergin

Senin için çok gerginim. - I'm very drawn to you.

الإنجليزية - الإنجليزية
drawn

She looked pale and drawn.

haggard, drained
المفضلات