hafifçe

listen to the pronunciation of hafifçe
التركية - الإنجليزية
slightly

She stood silently, her head tilted slightly to one side. - Başı bir tarafa doğru hafifçe eğik, sessizce ayakta durdu.

Although the conditions are slightly different, the result of our experiment was identical with Robinson's. - Şartlar hafifçe farklı olmasına rağmen, bizim deneyin sonucu Robinson'unki ile aynı.

mildly

I was mildly disappointed. - Hafifçe bir hayal kırıklığına uğradım.

gently
lightly

Tom kissed Mary lightly on the cheek. - Tom Mary'yi yanağından hafifçe öptü.

I dress lightly all the time. - Her zaman hafifçe giyinirim.

rather light, somewhat light
lightly; slightly, gently
faintly

The boy faintly resembled his father in appearance. - Oğlan görünüşte hafifçe babasına benziyordu.

feebly
light

Tom doesn't give advice lightly. - Tom hafifçe tavsiye vermez.

Tom kissed Mary lightly on the cheek. - Tom Mary'yi yanağından hafifçe öptü.

goodness
feeble
hafifçe dalgalanmak
ripple
hafifçe vurmak
rap
hafifçe (esen)
gently
hafifçe sürme. uğuşturma
riding gently. uğuşturma
hafifçe basmak
tread lightly
hafifçe boyamak
tinge
hafifçe boyamak
(saç) rinse
hafifçe boyamak
tint
hafifçe bükülmek
camber
hafifçe daldırmak
dap
hafifçe dokunma
tip
hafifçe dokunmak
dab at
hafifçe dokunmak
tap
hafifçe dokunmak
dab
hafifçe dürtme
nudge

We have to nudge him to do the right thing. - Onun doğru şeyi yapması için hafifçe dürtmek zorundayız.

hafifçe dürtmek
nudge

We have to nudge him to do the right thing. - Onun doğru şeyi yapması için hafifçe dürtmek zorundayız.

hafifçe renklendirmek
tincture
hafifçe sallanma
jiggle
hafifçe sallanmak
wigwag
hafifçe sallanmak
jiggle
hafifçe sarsmak
joggle
hafifçe sürmek
dab
hafifçe vurma
tapping
hafifçe vurma
clap
hafifçe vurmak
(muayene) percuss
hafifçe vurmak
tap
hafifçe vurmak
tip
hafifçe vurmak
clap
hafifçe vurmak
flick
hafifçe yakma
singe
hafifçe yakmak
singe
hafifçe yanmak
singe
elle hafifçe vurmak
pat
tırıs giden atın hafifçe ayaklarını kaldırması
daisy cutter
yemi hafifçe daldırarak balık tutmak
dap
التركية - التركية
Hafif olarak, hafif bir biçimde, belli belirsiz
Hafif olarak, hafif bir biçimde, belli belirsiz: "Birbirimize soğuk bir eda ile hafifçe baş eğdik."- R. H. Karay
hafifçe
المفضلات