hademe

listen to the pronunciation of hademe
التركية - الإنجليزية
janitor

Don't ask me. I'm just the janitor. - Bana sorma. Ben sadece hademeyim.

Tom accepted the job as janitor at the local high school. - Tom yerel bir lisede hademe olarak işi kabul etti.

servant
skip
person who does cleaning and runs errands (in a government office or school)
caretaker, porter
(üniv.) scout
caretaker
scout
slumgullion
porter
التركية - التركية
(Osmanlı Dönemi) Devenin ayağını bağladıkları kayı
(Osmanlı Dönemi) (C.: Hıdâm) Halhal
(Osmanlı Dönemi) Hizmetçiler, hâdimler
(Osmanlı Dönemi) hizmetçi
İş yerlerinde temizlik ve getir götür işlerine bakan görevli, odacı, müstahdem
Müsdahdem
odacı
hademe
المفضلات