البحث
ترجمة
ألعاب
برامج
سجل
دخول العضو
العيارات
مفكرة
ما يتعلق بنا
الاتصال
الحساب
دخول العضو
سجل
العيارات
English
Türkçe
Deutsche
Русский
العربية
Türkçe
Deutsche
Русский
العربية
ç
ı
ğ
ö
ş
ü
â
Online English Turkish and Multilingual Dictionary 20+ million words and idioms.
haşlama
التركية - الإنجليزية
تعريف
haşlama
في التركية الإنجليزية القاموس.
scalded
scalding
boiling; scalding ; boiled, stewed
(Konuşma Dili) scolding
seething
stewed
tonguelashing
scald
المصطلحات ذات الصلة
haşlamak
{f}
boil
haşlama
kazanı
scalding vat
haşlama
teknesi
scalding trough
haşlamak
scald
haşlamak
{f}
baste
haşlamak
{f}
upbraid
dana
haşlama
(Gıda)
boiled veal
haşlamak
wig
haşlamak
nip
haşlamak
lay into
haşlamak
sit on
haşlamak
(Dilbilim)
burn up
haşlamak
(Konuşma Dili)
skin
haşlamak
(Dilbilim)
chew up
haşlamak
(deyim)
come down on
kuzu
haşlama
(Gıda)
boiled lamb
haşla
{f}
scald
haşla
{f}
scalding
haşlamak
give a rap on the knuckles
haşlamak
berate
haşlamak
haul over the coals
haşlamak
burn sb's ears
haşlamak
give sb hell
haşlamak
bawl out
haşlamak
(Konuşma Dili) to scold, tell (someone) off
haşlamak
(et) blanch
haşlamak
to boil; to scald; to scold, to tell sb off, to blow sb up, to give sb a rap on/over the knuckles, to tear sb off a strip, to haul sb over the coals, to tick sb off, to bawl sb out
haşlamak
scold
haşlamak
to scald
haşlamak
(for an insect) to sting (someone) all over
haşlamak
give smb. a talking to
haşlamak
carpet
haşlamak
seethe
haşlamak
(for frost) to burn (plants)
haşlamak
to boil, cook (something) in boiling water
haşlamak
roast
haşlamak
bawl
haşlamak
(Tekstil)
sacld
haşlamak
rate
haşlamak
flay
haşlamak
(Nükleer Bilimler)
scalding
haşlamak
call smb. over the coals
hindi
haşlama
(Gıda)
turkey stew
koyun kuşbaşı
haşlama
(Gıda)
boiled mutton chunks
kızgın yağda
haşlama
deep-frying
levrek
haşlama
(Gıda)
boiled seabass
التركية - التركية
تعريف
haşlama
في التركية التركية القاموس.
Haşlamak işi
Haşlanarak pişirilen (şey)
Pancarın suda haşlanmasıyla yapılan yemek
المصطلحات ذات الصلة
haşlamak
Kaynar sıvı bir şeyi yakmak
haşlamak
Suda kaynatarak pişirmek: "Nine, yolda yerim diye iki yumurta haşladıydı teyze."- H. E. Adıvar
haşlamak
Suda kaynatarak pişirmek
haşlamak
Sızı vermek, acı vermek
haşlamak
Sızı vermek, acı vermek: "Omuzlarına kadar vücudun derisini haşlayan bayıltıcı yanma acısı ve dehşeti çok sürmedi."- P. Safa
haşlamak
Yakmak
haşlamak
Dalamak
haşlamak
Don, kırağı için bitkilere zarar vermek
haşlamak
Bir şeyin üstüne kaynar su dökmek veya bir şeyi kaynar suya daldırmak
haşlamak
Sertçe paylamak, azarlamak: "Recep'i kenara çekip fena hâlde haşladılar."- S. F. Abasıyanık
haşlamak
Sertçe paylamak, azarlamak
haşlamak
Bitkilere zarar vermek
haşlama
الواصلة
haş·la·ma
Resimler
Google Resimler
Bing Resimler
السابق
haşlama
المزيد...
امسح
المفضلات
المزيد...
امسح