There was only a simple white cross to mark the soldier's tomb.
- Askerin mezarını işaretlemek için yalnızca basit bir beyaz haç vardı.
Tom donated money to the Red Cross to help survivors of the earthquake.
- Tom depremden hayatta kalanlara yardım etmek için Kızıl haça para bağışladı.
The devil lurks behind the cross.
- Şeytan haçın arkasında pusuda bekliyor.
The priest made the sign of the cross.
- Papaz haç işaretini yaptı.