To prevent the disease from spreading quickly was not an easy task.
- Hastalığın hızlıca yayılmasını önlemek kolay bir görev değildi.
I hope my Spanish improves quickly.
- Umarım İspanyolcam hızlıca gelişir.
Tom flopped onto his bed and was soon fast asleep.
- Tom yatağına yığıldı ve kısa sürede hızlıca uyudu.
Light travels at a velocity of 186,000 miles per second.
- Işık saniyede 186.000 millik bir hızla hareket eder.
The velocity of light is about 186,000 miles per second.
- Işık hızı saniyede yaklaşık 186.000 mildir.
In towns, speed is limited to 50 km/h.
- Şehirlerde hız sınırı 50 km / h dir.
The airplane flies at a speed of five hundred kilometers per hour.
- Uçak saatte beş yüz kilometre hızla uçar.
He walked at a quick pace.
- O büyük bir hızla yürüdü.
Tom needs a change of pace.
- Tom'un hız değişikliğine ihtiyacı var.
His synchronizing rate left nothing to be desired.
- Onun senkronizasyon hızı arzulanan bir şey bırakmadı.
They walked at the rate of three miles an hour.
- Saatte üç mil hızla yürüdüler.
The application allows you to quickly calculate the ratio of body mass index - BMI.
- Uygulama, vücut kütle indeks oranını hızlı bir şekilde hesaplamanı sağlıyor.
In the future, humans will use spaceships to travel around the galaxy at speeds faster than light.
- Gelecekte, insanlar ışıktan daha hızlı hızlarda galaksi etrafında seyahat etmek için uzay gemileri kullanacaktır.
This ship can reach extremely high speeds.
- Bu gemi, son derece yüksek hızlara ulaşabilir.
The battle quickly became fierce and bloody.
- Savaş hızla şiddetli ve kanlı oldu.
The mistake hastened his retirement.
- Hata onun emekliliğini hızlandırdı.
Mary hastened back to her room.
- Mary hızla odasına geri döndü.