hütte

listen to the pronunciation of hütte
ألمانية - التركية
n {'hütı} e kulübe, baraka
n. e. 'hütı kulübe, baraka
[die] kulübe, baraka; dökümhane
sayfiye evi
kulübesi
kır evi
hut
kulübe

O bataklıkta küçük bir kulübede tek başına yaşıyor. - Er wohnt allein in einer kleinen Hütte im Sumpf.

die Hütte
kulübe
الإنجليزية - التركية

تعريف hütte في الإنجليزية التركية القاموس.

hut
{i} kulübe

O, bir kulübede tek başına yaşıyordu. - She was living alone in a hut.

Keşiş ahşap bir kulübede yaşıyordu. - The hermit lived in a wooden hut.

hut
{i} baraka
hut
{i} kümes
hovel
kümes
hovel
derme çatma ev
hovel
virane
hovel
küçük kulübe
hovel
ahır gibi ev
hovel
mezbele
hovel
pislik yuva
hovel
{i} kulübe
hovel
harap kulübe mezbele
hovel
{i} derme çatma ev; (tahta) baraka
hovel
{i} açık ağıl
hovel
{i} ağıl
ألمانية - الإنجليزية
hovel
hut

This hut is a very special place. - Diese Hütte ist ein ganz besonderer Ort.

This hut is in danger of falling down. - Diese Hütte ist einsturzgefährdet.

Hütte (kleines Haus)
hut
Hütte (ärmliches Häuschen)
shack
'Onkel Toms Hütte' (von Stowe / Werktitel)
'Uncle Tom's Cabin' (by Stowe / work title)
armselige Hütte
shanty