hürmet

listen to the pronunciation of hürmet
التركية - الإنجليزية
reverence

We should hold old people in reverence. - Yaşlı insanlara hürmet göstermeliyiz.

respect

He couched his demand in respectful words. - Talebini hürmetkar bir lisanla arzetti.

tribute
homage
honour [Brit.]
deference
honor
veneration
regard

The students hold their teacher in high regard. - Öğrenciler öğretmenlerine hürmet eder.

Will you give my best regards to your sister? - Kız kardeşinize hürmetlerimi iletir misiniz?

obeisance
respect, regard, esteem saygı
golden opinion
estimate
{i} honour
esteem
hürmet eden kimse
venerator
hürmet etmek
make obeisance
hürmet etmek
to respect, to honour saymak, saygı göstermek
hürmet etmek
show respect
hürmet etmek
venerate
hürmet etmek
to respect, have respect for, hold (someone) in esteem; to show respect (for)
hürmet etmek
do smb. proud
hürmet etmek
pay tribute
hürmet etmek
respect
hürmet etmemek
disrespect
hürmet etmek
hold in esteem
hürmet etmek
look up to
hürmet etmek
regard
hürmet etmek
pay obeisance to
hürmet etmek
do obeisance to
hürmet etmek
honor
hürmet etmek
esteem
hürmet etmek
reverence
şayanı hürmet
worthy of respect
التركية - التركية
(Osmanlı Dönemi) Irz, nâmus gibi başkasına helâl olmayan husus. İnsanın hayat-ı içtimaiyesini ifsad eden bir desise-i şeytaniye şudur ki: Bir mü'minin bir tek seyyiesiyle bütün hasenatını örter. Şeytanın bu desisesini dinleyen insafsızlar, mü'mine adavet ederler. Halbuki: Cenab-ı Hak haşirde adâlet-i mutlaka ile mizan-ı ekberinde a'mâl-i mükellefini tarttığı zaman, hasenatı seyyiata galibiyeti, mağlubiyeti noktasında hükmeyler. Hem seyyiatın esbabı çok ve vücud
(Osmanlı Dönemi) Riâyet. İhtiram
(Osmanlı Dönemi) Haysiyet. Şeref
(Osmanlı Dönemi) Haram olma. Haramlık
Saygı
(Osmanlı Dönemi) HUMSE
(Osmanlı Dönemi) ZİMAM
hürmet etmek
Saymak, saygı göstermek
hürmet
المفضلات