التركية - الإنجليزية
تعريف hâri̇kulâde في التركية الإنجليزية القاموس.
- harikulâde
- {s} superb
Tom has done a superb job.
-Tom harikulade bir iş yaptı.
- harikulâde
- {s} wondrous
- harikulâde
- marvellous
- harikulade
- wonderful, marvelous, fantastic
- harikulade
- extraordinary, wonderful, marvellous, stupendous
- harikulade
- spectacular
- harikulade
- extraordinary, unequaled
- harikulâde
- superbly
- harikulâde
- out of this world
This is literally and figuratively out of this world.
-Bu abartmasız ve mecazi olarak harikulade.
- harikulâde
- marvelous
I had a marvelous time last night.
-Dün gece harikulade bir vakit geçirdim.
- harikulâde
- wonderful
He gave me the most wonderful present.
-O bana en harikulade hediyeyi verdi.
- harikulade
- gorgeous
- harikulade
- brilliant
- harikulade
- remarkable
- harikulade
- glorious
- harikulade
- paramount
- harikulade
- stupendous
- harikulade
- extraordinary
- harikulade
- oracular
- harikulade
- scrumptious
- harikulade
- supernatural
- harikulade
- classy
- harikulade
- phenomenal
المصطلحات ذات الصلة
التركية - التركية
تعريف hâri̇kulâde في التركية التركية القاموس.
- (Osmanlı Dönemi) Fevkalâde, âdetin hâricinde bulunan şey, eser. Görülmedik derecede. Son derece kıymet ve ehemmiyeti hâiz olan şey
- harikulade
- Eşi görülmemiş, şaşkınlık yaratıcı, olağanüstü: "Elimde büyük bir şairin harikulâde kitabı var."- A. Haşim
- harikulade
- (ünlem) Çok güzel
- HARiKULADE
- Eşi görülmemiş, şaşkınlık yaratıcı, olağanüstü: "Elimde büyük bir şairin harikulade kitabı var."- A. Haşim. Çok güzel
- harikulade
- Eşi görülmemiş, şaşkınlık yaratıcı, olağanüstü
- harikulade
- Çok güzel
- hârikulâde
- (Osmanlı Dönemi) olağanüstü, şaşırtıcı derecede
المصطلحات ذات الصلة
hâri̇kulâde
الواصلة
hâri̇·kulâ·deResimler
المفضلات