hâmil

listen to the pronunciation of hâmil
التركية - الإنجليزية
bearer

This check is payable to the bearer. - Bu çek, hamiline ödenebilir.

{i} bearer

This check is payable to the bearer. - Bu çek, hamiline ödenebilir.

(something) that possesses or bears; possessing; bearing
prop, support
possessing, bearing; bearer, holder; prop, support
holder
(Finans)bearer
hamil (çek)
(Ticaret) holder (check)
hamil olmak
to have, have possession of
iyi niyetli hamil
(Ticaret) bona fide holder
gerçek hamil
(Kanun) lawful holder
sonraki hamil
(Ticaret) subsequent holder
التركية - التركية
Elinde bulunduran, üzerinde taşıyan
(Osmanlı Dönemi) yüklü, yüklenmiş; taşıyan, götüren
Destek, bindi
Kıymetli evrakı kanunlara uygun olarak elinde bulunduran, taşıyan gerçek ya da tüzel kişi
Taşıyan, yüklü
HAMÎL
(Osmanlı Dönemi) Kefil
HAMÎL
(Osmanlı Dönemi) Başka yerden getirilen oğlan
HAMİL
(Osmanlı Dönemi) Kötü tanınmış olan kimse
HÂMİL
(Osmanlı Dönemi) Gebe
HÂMİL
(Osmanlı Dönemi) Mâlik, sahib
HÂMİL
(Osmanlı Dönemi) (Hâmile) Yüklü yüklenmiş
HÂMİL
(Osmanlı Dönemi) Taşıyan, götüren
HÂMİL
(Osmanlı Dönemi) Uhdesinde bir poliçe bulunan
HÂMİL
(Osmanlı Dönemi) Hâiz
hamil olmak
Üzerinde bulundurmak, taşımak