hâkimler

listen to the pronunciation of hâkimler
التركية - الإنجليزية
magistracy
heyeti bench, bench of judges
judges

The best observes and the deepest thinkers are always the gentlest judges. - En iyi gözlemciler ve en derin düşünürler her zaman en kibar hakimlerdir.

If you swim incorrectly the judges will disqualify you. - Hatalı olarak yüzerseniz hakimler sizi diskalifiye edecektir.

judiciary
hakim
ruler
hakim
(Hukuk) judge

Tom had the nerve to yell at the judge. - Tom hakime bağıracak kadar sinirliydi.

The judge's decision is final. - Hakimin kararı nihaidir.

hakim
{s} dominant
hakim
dominating
hakimler ve savcılar
(Hukuk) judges and prosecutors
hakim
savant
hakim
philosopher
hakim
god
hakim
lord
hakim
(Latin) judicator
hakim
preponderate
hakim
possesive
hakim
sovereign
hakim
(Kanun) judex
hakim
(Kanun) cancellarius
hakim
prevailing
hakim
guideline
hakim
sage
hakim
ascendantent
hakim
supreme
hakim
master

It is impossible to master English in a year or so. - Bir yıl ya da benzer sürede İngilizceye hakim olmak imkansızdır.

Tom was master of the situation in no time. - Tom hiçbir zaman duruma hakim değildi.

hakim
ascendant
hakim
gownsman
hakim
predominant
hakim
demiurge
hakim
masterful
hâkim
prevailing
hâkim
ascendant
hakim
to dominate
hakim
commanding
hakim
recorder
hakim
justice

My grandfather was a justice of the peace. - Büyükbabam bir sulh hakimiydi.

hakim
Solon
hakim
magisterial
hakim
sage, a profoundly wise man
hakim
adjudicator
hakim
wise, sage, sagacious
hakim
sage " bilge; God" Tanrı
hakim
sov'ran
hakim
beak
hâkim
(one) who can control, who has discipline over (his emotions, actions, etc.)
hâkim
ruler; judge; ruling, dominating, masterful; supreme, dominant, predominant; overlooking, dominating
hâkim
dominant, supreme
hâkim
judge; justice
hâkim
biol. dominant
hâkim
one who presides over court trials
hâkim
overlooking, commanding a view of
hâkim
ruling, dominating
hâkim
judicator
hâkim
preponderate
hâkim
ascendantent
التركية - التركية

تعريف hâkimler في التركية التركية القاموس.

HAKÎM
(Osmanlı Dönemi) Tabib, doktor
HAKÎM
(Osmanlı Dönemi) Hikmetle muttasıf olan ve mevcudatın hakikatına vâkıf olan. Hikmet mütehasssı. İlm-i hikmette mütebahhir ve mütehassıs olan. İş ve emirleri hikmetli ve yanlışsız olan
Hakim
(Osmanlı Dönemi) her şeyi bir maksada uygun ve hikmetle. yoktan var eden Allah
HÂKİM
(Osmanlı Dönemi) Mahkeme reisi. (Hâkim-i Hakikî, Hâkim-i Ezelî, Hâkim-i Mutlak, Hâkim-i Zülcelâl, Hâkim-i Lemyezel... gibi isimlerle, Cenab-ı Hakk'a âit olan Hâkim sıfatı Kur'ân-ı Kerim'de 86 def'a zikredilir.)
HÂKİM
(Osmanlı Dönemi) Memleketi idare eden
HÂKİM
(Osmanlı Dönemi) Galib. Haklı ve haksızı ayırıp hak ve adalet üzere hükmeden. Başkasını müdahale ettirmeden idare eden, Allah (C.C.)
Hâkim
(Osmanlı Dönemi) her şeye hükmeden Allah
Hâkim
(Osmanlı Dönemi) FASÎL
hakim
Tanrı
hakim
Bilge
hakim
Sözünü geçiren, egemen
hakim
Hikmet ve felsefe uzmanı, bilge
الإنجليزية - التركية

تعريف hâkimler في الإنجليزية التركية القاموس.

hakim
hekim
hâkimler
المفضلات