gururlu

listen to the pronunciation of gururlu
التركية - الإنجليزية
proud

Alexander Hamilton was a proud man. - Alexander Hamilton gururlu bir adamdı.

I am proud of being a doctor. - Doktor olmaktan gururluyum.

pontifical
high and mighty
proud; conceited, arrogant, self-imported, superior
vain, arrogant, conceited, haughty
conceited
inordinately proud
vain
vainglorious
arrogant

He's prideful and arrogant. - O gururlu ve kibirli.

proudhearted
triumphant
swollen
prideful

You shouldn't be so prideful. - Çok gururlu olmamalısın.

He's prideful and arrogant. - O gururlu ve kibirli.

superior
bighead
overweening
{s} lordly
gurur
pride

She takes pride in her high school. - O, lisesi ile gurur duyuyor.

When he openly declared he would marry Pablo, he almost gave his grandmother a heart attack and made his aunt's eyes burst out of their sockets; however, his little sister beamed with pride. - O Pablo ile evleneceğini açıkça ilan ettiğinde, neredeyse büyük annesine kalp krizi geçirtecekti , halasının gözlerini yuvasından fırlattıracaktı fakat küçük kız kardeşi gururla baktı.

gururlu bir şekilde
pontifically
gururlu olmak
proud of
gururlu bir biçimde
arrogantly
gururlu bir halde
conceitedly
gururlu olmak
walk tall
gurur
honor, self-esteem
gurur
honour
gurur
vain

His vainglory put the Republic at risk. - Onun boş gururu cumhuriyeti tehlikeye attı.

gurur
selfesteem
gurur
arrogance
gurur
assumption
gurur
kudos
gurur
loftiness
gurur
pride of
aşırı gururlu
hubristic
gurur
pride, inordinate pride, excessive self-esteem
gurur
haughtiness
gurur
vainness
gurur
elation
gurur
lordliness
gurur
pride; honour; conceit, arrogance
gurur
vanity

Vanity and pride are different things, though the words are often used synonymously. - Her ne kadar sıkça eş anlamlı olarak kullanılsalar da; kibir ve gurur farklı şeylerdir.

gurur
vanity, arrogance, conceit, haughtiness
gurur
lordly
gurur
disdain
gurur
vainglory

His vainglory put the Republic at risk. - Onun boş gururu cumhuriyeti tehlikeye attı.

gurur
supercilious
gurur
tympany
gurur
{i} hauteur
التركية - التركية
Kibirli
Kendi kişiliğine önem veren, onurlu, mağrur
Kurumlu, çalımlı
azametli
GURUR
(Osmanlı Dönemi) Kıymetsiz şeylere güvenip mağrur olmak.Evet, gurur ile insan maddi ve mânevi kemalât ve mehâsinden mahrum kalır. Eğer gurur saikasıyla başkaların kemalâtına tenezzül etmeyip, kendi kemâlâtını kâfi ve yüksek görürse, o insan nâkıstır. Böyle insanlar, malumat ve keşfiyatlarını daha yüksek görmekle, eslâf-ı izamın irşâdat ve keşfiyatlarından mahrum kalırlar. Ve evhama mâruz kalarak bütün bütün çizgiden çıkarlar. Halbuki eslâf-ı izâmın kırk günde yaptıkları bir keşfiyatı, bunlar kı
GURUR
(Osmanlı Dönemi) Kibir. Boş yere güvenmek
Gurur
azamet
gurur
Kurum, çalım
gurur
Kendini beğenme, büyüklenme, kibir: "Aynı gururu, aynı gülünç itimadı aşkta da gösterirler."- H. C. Yalçın
gurur
Övünme
gurur
Kendini beğenme, büyüklenme, kibir
gurur
Onur. Övünme
gururlu
المفضلات