Keiko is proud of her family.
- Keiko ailesiyle gurur duymaktadır.
She is proud of her students.
- O, öğrencileriyle gurur duymaktadır.
He's every reason to be proud of his son.
- Oğluyla gurur duymak için her türlü nedeni var.
He's every reason to be proud of his son.
- Oğluyla gurur duymak için her türlü nedeni var.
He takes pride in his work.
- O işinden gurur duymaktadır.
He's every reason to be proud of his son.
- Oğluyla gurur duymak için her türlü nedeni var.
Many parents take pride in their children.
- Birçok anne-baba çocuklarıyla gurur duyuyor.
She takes pride in her high school.
- O, lisesi ile gurur duyuyor.
Tom must be proud of himself.
- Tom kendisiyle gurur duymalı.
I want you to be proud of me.
- Ben bana gurur duyulmasını istiyorum.