He prided himself on his punctuality.
- O, dakikliği üzerine kendisiyle gurur duydu.
She prides herself on her skill in cooking.
- Yemek pişirme yeteneğiyle ilgili kendisiyle gurur duyar.
Many parents take pride in their children.
- Birçok anne-baba çocuklarıyla gurur duyuyor.
I want you to be proud of me.
- Ben bana gurur duyulmasını istiyorum.
He's every reason to be proud of his son.
- Oğluyla gurur duymak için her türlü nedeni var.