He prided himself on his punctuality.
- O, dakikliği üzerine kendisiyle gurur duydu.
She prides herself on her skill in cooking.
- Yemek pişirme yeteneğiyle ilgili kendisiyle gurur duyar.
She takes pride in her high school.
- O, lisesi ile gurur duyuyor.
He's every reason to be proud of his son.
- Oğluyla gurur duymak için her türlü nedeni var.
Well done! Your parents must be proud of you.
- Helal olsun sana! Ailen seninle gurur duyuyor olmalı.