تعريف guid في الإنجليزية التركية القاموس.
- (Bilgisayar) klvz
- guide
- {f} yol göstermek
- guide
- {f} rehberlik etmek
Chicago için rehberlik etmek istiyorum.
- I want a guide to Chicago.
Ben Nagasaki çevresinde onlara rehberlik etmek için onlarla birlikte gittim.
- I went with them so that I could guide them around Nagasaki.
- guide
- rehber
Bir sonraki rehberli tur saat kaçta?
- When is the next guided tour?
O, saraya kadar bana rehberlik yaptı.
- She guided me to the palace.
- guide
- {i} kılavuz
Kılavuza göre bu çevredeki en iyi restoran burası.
- According to the guidebook, this is the best restaurant around here.
Kılavuz mümkün olduğu kadar erken işe koyulsak iyi olur dedi.
- The guide said that we had better set out as soon as possible.
- guid id
- (Bilgisayar) guıd kimliği
- guid not valid
- (Bilgisayar) guıd geçerli değil
- guiding
- {s} yol gösteren
- event guid
- (Bilgisayar) olay guid
- guide
- tırnak
- guide
- {f} yönlendirmek
- guide
- yöneltme
- guide
- (Denizbilim) yönlendirici
- guide
- rehber olmak
- guide
- yönlendirme
- guide
- yön verme
- guide
- rehber kitabı
- guide
- rehberlik yapmak
- guide
- yönetmek
- guides
- (Bilgisayar) kılavuzlara
- guiding
- (Politika, Siyaset) yol gösterme
- guiding
- (Politika, Siyaset) yöneltme
- guiding
- yönetme
- guiding
- kılavuzluk
- guiding
- (Politika, Siyaset) kılavuzluk etme
- guide
- {f} götürmek
- guide
- kılavuzluk etmek
- guide
- {f} rehberlik et
Tanrılar sonuna kadar insanlığa rehberlik etmek için yeryüzüne indiler.
- Gods came down on earth to guide humanity to its end.
Size rehberlik etmek için hiçbir ders kitabı cevabının mevcut olmayacağı durumlar olacaktır.
- There will be situations where no textbook answer will be available to guide you.
- guided
- güdümlü
- guiding
- temel
- guiding
- esas
- guide
- yol gösterici
- guide
- kılavuzu
- guides
- kılavuzlar
Fransızca ses kılavuzları var mı?
- Are there French audio guides?
- guiding
- rehberlik etme
- data guid
- (Bilgisayar) veri guid'si
- guide
- {i} model
- guide
- işaret etmek
- guide
- {f} sevketmek
- guide
- (Tıp) Oluklu sonda
- guide
- {i} örnek
- guide
- {f} öncülük etmek
- guide
- {i} danışman
- guide
- (Askeri) HİZAYA GELMEK, İSTİKAMETE GELMEK: Yürüyüşte diğer bir şahıs, birlik veya cisimden, yerine göre, hizaya gelmek veya istikamet almak. Ayrıca bakınız: "alignment"
- guide
- {i} el kitabı
- guide
- {f} idare etmek
- guide
- yol gösteren kimse
- guide
- {i} yönetmelik
Burada çok katı yönetmeliklerimiz var.
- We have very strict guidelines here.
- guide
- {i} yol işareti
- guide
- {f} önderlik etmek
- guided
- {s} rehber eşliğinde
- guided
- {s} kılavuzlu
- guiding
- {s} ana
- guiding
- rehberlik
- guiding
- {f} rehberlik et: prep.rehberlik ede
- guiding
- güdücü
- parent guid
- (Bilgisayar) üst guid
- trace guid
- (Bilgisayar) izleme guid'si
- type of guid
- (Bilgisayar) guid türü