تعريف grup في التركية الإنجليزية القاموس.
- group
The group claimed responsibility for the bombings.
- Grup bombalama sorumluluğunu üstlendi.
I don't want to identify myself with that group.
- Bu grupla kendimi tanıtmak istemiyorum.
- batch
- band
My band will perform this week at Chuck's Bar and Grill. Please come and see us.
- Benim grup bu hafta Chuck's Bar and Grill de konser verecek. Lütfen bizi görmeye gelin.
What's your favorite band?
- Senin en sevdiğin grup hangisidir?
- set
The band has just finished their first set.
- Grup sadece ilk setini bitirdi.
- party
A party of scientists were on board with them.
- Bir grup bilim adamı onlarla birlikte gemideydi.
The group was planning a bull session to talk about the upcoming party.
- Grup, yaklaşmakta olan parti hakkında konuşmak için bir boğa oturumu planlıyordu.
- series
- bunch
A bunch of people died in the explosion.
- Patlamada bir grup insan öldü.
A bunch of people were standing outside waiting.
- Bir grup insan dışarıda bekleyip duruyordu.
- social group
- (Astronomi) reseau
- (Bilgisayar) groups
He confessed in court that he was in touch with racist groups.
- O, ırkçı gruplarla temas halinde olduğunu mahkemede itiraf etti.
He made speeches to many groups.
- O, birçok gruplara konuşmalar yaptı.
- (Havacılık) battery
- (Ticaret) bracket
- fellowship
- clique
- section
- lot
There were a lot of great bands at the festival.
- Festivalde bir sürü büyük gruplar vardı.
We'll send the textbooks in three different lots.
- Üç farklı grup halinde ders kitabı göndereceğiz.
- (Çevre) cohort
- (Bilgisayar) grouping
- tribe
- troop
- team
The team was divided into smaller groups.
- Ekip küçük gruplara ayrıldı.
- (Bilgisayar) groupof
- pocket
- (Muzik) (Music) band
- body
- clutch
- ensemble
- fleet
- (Askeriye) group
- gang
A group of gangsters stole the money.
- Bir grup gangster parayı çaldı.
A group of gangsters stole money.
- Bir grup çete parayı çaldı.
- clan
- class
In the first years that Coca-Cola was produced, it contained cocaine. In 1914, cocaine was classified as a narcotic, after which they used caffeine instead of cocaine in the production of Coca-Cola.
- Coca-Cola'nın üretildiği ilk yıllarda, o kokain içeriyordu. 1914'te, kokain bir uyuşturucu olarak gruplandırıldı ve sonra Coca-Cola'nın üretimi için kokain yerine kafein kullandılar.
Do you like to exercise alone or with a class?
- Tek başına mı yoksa bir grupla birlikte mi egzersiz yapmayı seversin?
- category
- clump
- group; band; party; troop
- push
- coterie
- posse
- bevy
- ingroup
- ring
- covey
- crop
- contingent
- knot
- grup adı
- (Bilgisayar) group name
- grup adı ver
- (Bilgisayar) create names
- grup boyutu
- (Bilgisayar) group size
- grup duygusu
- group feeling
- grup düzeni
- (Bilgisayar) group order
- grup ekle
- (Bilgisayar) add group
- grup etkisi
- (Matematik) group action
- grup fiyatı
- (Turizm) group price
- grup hatası
- (Bilgisayar) group error
- grup içi
- in-group
- grup içi
- (Ticaret) intragroup
- grup içinde
- in group
- grup kimliği
- group identity
- grup kuralı
- (Bilgisayar) group policy
- grup kuramı
- (Politika, Siyaset) group theory
- grup kutusu
- (Bilgisayar) group box
- grup lideri
- courier
- grup no
- (Bilgisayar) group id
- grup seç
- (Bilgisayar) select group
- grup sil
- (Bilgisayar) delete group
- grup sırası
- (Bilgisayar) group order
- grup testi
- group test
- grup türü
- (Bilgisayar) group type
- grup yemeği
- potluck
- grup ücreti
- (Turizm) group rate
- grup üyeleri
- group members
- grup şirketi
- group company
- grup çalışması
- Group work
- grup -genel
- (Bilgisayar) group -global
- grup -yerel
- (Bilgisayar) group -local
- grup adresi
- (Bilgisayar) group address
- grup ateşi
- (Askeri) group firing
- grup atışı
- (Askeri) volley fire
- grup ayırıcı
- group separator
- grup cebri
- (Matematik) group algebra
- grup davası
- (Çevre) class action
- grup dişli
- (Otomotiv) cluster gear
- grup dişli
- (Otomotiv) counter gear
- grup dişlisi
- cluster gear
- grup düzen kipi
- (Bilgisayar) group edit mode
- grup düzenleme
- (Bilgisayar) group edit
- grup düzeyi
- (Bilgisayar) group level
- grup far
- sealed beam headlight
- grup frekansı
- group frequency
- grup grup
- in groups
- grup halinde
- in batches
- grup halinde
- in groups
- grup hızı
- group velocity
- grup için indirim var mı
- Are there any discounts for groups
- grup için indirimli tarifeler var mı
- Is there a group rate
- grup işareti
- group mark, group marker
- grup kaldır
- (Bilgisayar) remove group
- grup kalıp
- gang mold
- grup kodu
- group code
- grup kondansatör
- gang capacitor
- grup mili
- countershaft
- grup modemi
- (Askeri) group modem
- grup modülasyonu
- group modulation
- grup normu
- group norm
- grup olmak
- form a group
- grup olmak
- to form a group
- grup oluşturmak
- to group
- grup oylaması
- group polling
- grup primi
- (Ticaret) group bonus
- grup ruhu
- (Pisikoloji, Ruhbilim) group mind
- grup satışı
- (Ticaret) group selling
- grup sayısı
- (Askeri) group count
- grup selektörü
- group selector
- grup seçici
- (Elektrik, Elektronik,Teknik) group selector
- grup tahriki
- group drive
- grup tamponu; Sarin, bir sinir ajanı
- (Askeri) group buffer; Sarin, a nerve agent
- grup terapi
- group therapy
I don't believe in group therapy.
- Ben grup terapisine inanmıyorum.
- grup terapisi
- group therapy
- grup turizmi
- group tourism
- grup turu
- package tour
- grup türleri
- group structures
- grup türleri
- forms of groups
- grup yazma
- group printing
- grup yazımı
- (Bilgisayar,Teknik) group printing
- grup çerçeve birimi
- (Askeri) group framing unit
- grup çoklayıcı ve/veya tekleyici
- (Askeri) group mux and/or demux
- grup üyesi
- grouper
- grup ısıtma
- (İnşaat,Teknik) group heating
- grup şalteri
- group switch
- grup şuuru
- group consciousness
- gurup
- 1.sunset
- gurup
- set
- alt-grup
- (Jeoloji) subgroup
- alt-grup
- sub-group
- deneysel grup
- (Pisikoloji, Ruhbilim) experimental group
- fonksiyonel grup
- functional group
- grup kurmak
- set up a group
- grup kurmak
- found group
- gurup
- setting
- hedef grup
- focus group
- iç grup
- (Pisikoloji, Ruhbilim) in-group
- odak grup
- focus group
- referans grup
- (Pisikoloji, Ruhbilim) reference group
- riskli grup
- (Pisikoloji, Ruhbilim) risk group
- sahte grup
- (Askeri) dummy group
- serbest grup
- (Matematik) free group
- siyasi grup
- (Politika, Siyaset) political group
- sosyal grup
- group
- gurup
- sunset
- gurup
- setting of a heavenly body
- gurup
- {i} sundown
- üçlü grup
- threesome
- gruplar
- groups
Work on the assignment in small groups.
- Küçük gruplar halinde ödev üzerinde çalışın.
They formed themselves in groups of five.
- Onlar beşer kişilik gruplar oluşturdular.
- alt grup
- subgroup
- altı kişilik grup
- sestet
- amfibi grup
- (Askeri) amphibious group
- amfibi hazır grup
- (Askeri) amphibious ready group
- ana grup çoklayıcısı
- (Askeri) master group multiplexer
- analogdan sayısala ana grup
- (Askeri) analog via digital trunk group
- anket uygulanan grup
- panel
- ara grup
- space group
- aşırı tutucu grup
- old guard
- basit grup
- (Matematik) simple group
- batokrom grup
- bathochrome group
- birimsel grup
- (Matematik) unitary group
- birincil grup
- (Bilgisayar,Teknik) primary group
- bölük grup sistemleri danışmanı
- (Askeri) squadron group systems advisor
- delege oyunun temsil ettiği grup kadar sayılması
- card vote
- devirli grup
- cyclic group
- devrimci grup
- revolutionary group
- dikey grup
- (Matematik) orthogonal group
- dokuz kişilik grup
- ennead
- dört kişilik grup
- foursome
- dörtlü grup
- quadruplet
- eksiksiz grup
- (Matematik,Teknik) complete group
- etkinlik grup terapisi
- (Pisikoloji, Ruhbilim) activity-group therapy
- etnik grup
- ethnics
- etnik grup
- ethnic group
They hate certain ethnic groups; I hate all ethnic groups.
- Onlar belirli etnik gruplardan nefret ediyorlar; ben bütün etnik gruplardan nefret ediyorum.
There are 56 ethnic groups in China.
- Çin'de 56 tane etnik grup vardır.
- etnik grup üyesi
- ethnic
- gemi grup komutanı
- (Askeri) boat group commander
- genel amaç; grup
- (Askeri) general purpose; group
- genel grup
- (Bilgisayar) global group
- genel hizmet; genel destek; yer hızı; grup ayıracı
- (Askeri) general service; general support; ground speed; group separator
- gruplar
- elements
- gurup
- sunset, sundown, setting
- hidrolik grup
- (Elektrik, Elektronik) hydraulic group
- iki palslı grup modemi
- (Askeri) dipulse group modem
- ikincil grup
- (Pisikoloji, Ruhbilim) secondary group
- ileti grup modülü ve/veya emir ve komuta devresi
- (Askeri) transmission group module and/or orderwire
- işlevsel grup
- functional group
- kablo sürücülü modem grup tamponu
- (Askeri) cable driver modem group buffer
- karma grup
- mixed group
- merkezi grup
- inner circle
- merkezi işlemci grubu; Amfibi Grup Komutanı; Muhtemel Durum Planlama Rehberi
- (Askeri) central processor group; Commander, Amphibious Group; Contingency Planning Guidance
- muharip grup
- (Askeri) fighter group
- onlu grup
- decade
- ortak özellikleri olan grup
- species
- parti grup başkanı
- floor leader
- parti karşıtı grup
- (Politika, Siyaset) anti-party group
- performans değerlendirme raporu; risk altındaki grup; hassas yaklaşma radarı
- (Askeri) performance assessment report; population at risk; precision approach radar
- polar grup
- polar group
- referans grup teorisi
- (Pisikoloji, Ruhbilim) reference group theory
- sayısal grup çarpanı
- (Askeri) digital group multiplex
- sekizli grup
- octonary
- simetrik grup
- (Matematik) symmetric group
- siyasi grup
- junto
- siyasi grup
- junta
- siyasi partiden kopan grup
- cave
- siyasi-askeri grup
- (Askeri) politico-military group
- sonlu grup
- (Matematik) finite group
- sonlu üreteçli grup
- (Matematik) finitely generated group
- sonsuz grup
- (Matematik) infinite group
- sosyo-kültürel grup
- socio-cultural group
- standart grup
- (Bilgisayar) standard group
- tekrar grup oluşturma
- regroupment
- tekrar grup oluşturmak
- regroup
- temel grup
- fundamental group
- termik grup
- (Elektrik, Elektronik) thermic group
- yatay grup
- (Pisikoloji, Ruhbilim) horizontal group
- yedi kişilik grup
- septette