gross; indelicate; indecent

listen to the pronunciation of gross; indelicate; indecent
الإنجليزية - التركية

تعريف gross; indelicate; indecent في الإنجليزية التركية القاموس.

greasy
kaygan/yağlı
greasy
(Tıp) yağımsı
greasy
(Askeri) fırtınalı
greasy
gresli
greasy
yükselme
greasy
yıkanmamış
greasy
{s} kaygan
greasy
{s} civa gibi
greasy
{s} yağlı

Onun kolu yağlı tavaya dokundu. - His sleeve touched the greasy pan.

Gömleğindeki o yağlı şey nedir? - What is that greasy stuff on your shirt?

greasy
{s} yağlı, yağlanmış
greasy
{s} yağcı
greasy
{s} yapışkan
greasy
greasy spoon
greasy
argo kalitesiz lokanta
greasy
{s} ele avuca sığmaz
greasy
{s} kaypak
الإنجليزية - الإنجليزية
greasy
gross; indelicate; indecent
المفضلات