Davalı, milletvekilinin silahını kaptığında ve yargıcı vurduğunda yargılanmak üzereydi.
- The defendant was about to stand trial when he grabbed the deputy's gun and shot the judge.
Tom piknik sepetini açtı ve bir jambon ve peynirli sandviç kaptı.
- Tom opened the picnic basket and grabbed a ham and cheese sandwich.
Yiyecek bir şey kapmak için mutfağa gideceğim.
- I'm going to go to the kitchen to grab something to eat.
Bir yerde bir lokma kapmaya gidelim.
- Let's go grab a bite somewhere.
Yiyecek bir şey kapmak için mutfağa gideceğim.
- I'm going to go to the kitchen to grab something to eat.
Bir fincan kahve almaya gidelim.
- Let's go grab a cup of coffee.
Biraz öğle yemeği almaya gitmek ister misin?
- Do you want to go grab some lunch?
Onun düşmesini engellemek için onu tutmak zorunda kaldım.
- I had to grab her to keep her from falling.
He made a grab for me and I swung my handbag at him as hard as I could.
He looked at Albert and Ben, and then back to Nurse Allen. I'll just grab my gear and be right back..
... MR. ROMNEY: Simpson-Bowles, the president should have grabbed that. ...
... of meeting people across the country. I was in Dayton, Ohio, and a woman grabbed my arm, ...