Refah içinde yaşayan insanları küçümsedi.
- He despised those who lived on welfare.
Ben kamu refahı için çalışıyorum.
- I work for public welfare.
Almanlar güçlü bir sosyal refah devletine değer verirler.
- Germans value a strong social welfare state.
Sosyal refahla ilgili konferansa katıldı.
- She attended the lecture on social welfare.