Güle güle. Üzerinde anlaştığımız zamanda görüşürüz.
- Goodbye. I'll see you at the time we agreed on.
Güle güle! Daha fazla zamana sahip olduğunda, geri gel ve oyna!
- Goodbye! When you have more time, come back and play!
Hoşçakal demek için anneme telefon ettim.
- I phoned my mom to say goodbye.
Sen asla hoşçakal demedin.
- You never said goodbye.
Tom'a veda etmeye gideceğim.
- I'm going to go say goodbye to Tom.
Veda etmeyecek misin?
- Aren't you going to say goodbye?
John gave Rebecca a goodbye to wish her luck on her holiday.