O, nasıl golf oynanacağını bilmiyor.
- She doesn't know how to play golf.
O, geçen pazar günü golf oynadı.
- He played golf last Sunday.
Benim hobim golf oynamaktır.
- My hobby is playing golf.
Tom'un canı golf oynamak istemiyordu.
- Tom didn't feel like playing golf.
Üç yıl önce golf kulübüne katıldım.
- I joined the golf club three years ago.
Bir golf kulübüne katılacağım.
- I will join a golf club.
Bu kimin golf çantası?
- Whose golf bag is this?
Tom'a bir golf topu çarptı
- Tom got hit by a golf ball.
Tom bahçede bir golf topu buldu.
- Tom found a golf ball in the garden.
Tom golf arabasına bindi.
- Tom got in the golf cart.
Tom golf arabasını bir kum kapanına sürdü.
- Tom drove his golf cart into a sand trap.
Tom bir golf sopasıyla ölesiye dövüldü.
- Tom was beaten to death with a golf club.
Tom'un mağazası golf sopası, top, ayakkabı ve diğer aksesuarları satmaktadırç
- Tom's store sells golf clubs, balls, shoes and other accessories.
O, seçkin bir golf kulübüdür.
- That's an exclusive golf club.
Üç yıl önce golf kulübüne katıldım.
- I joined the golf club three years ago.
Harrison uçağını golf sahasına çarptıktan sonra ciddi şekilde yaralandı.
- Harrison Ford was seriously injured after he crashed his plane into a golf course.
Bu golf sahası üye olmayanlara açık değildir.
- This golf course is not open to non-members.
Kendimi iyi bir golf oyuncusu olarak görmüyorum.
- I don't consider myself to be a good golfer.
Tom oldukça iyi bir golfçüdür.
- Tom is a pretty good golfer.
O, tam senin gibi, iyi bir golfçü.
- He, just like you, is a good golfer.
Tom said that he wanted to play golf with Mary.
- Tom said he wanted to play golf with Mary.
Tom and I both like to play golf.
- Both Tom and I like to play golf.
Tom doesn't play golf.
- Tom does not play golf.
Both Tom and I like to play golf.
- Tom and I both like to play golf.
It's about being a golf widow, shrugged Rita. What do women do when their husbands are playing golf?.
Tom got in the golf cart.
- Tom golf arabasına bindi.
Tom drove his golf cart into a sand trap.
- Tom golf arabasını bir kum kapanına sürdü.
Tom didn't feel like playing golf.
- Tom'un canı golf oynamak istemiyordu.
Playing golf is great fun.
- Golf oynamak çok eğlenceli.
I don't consider myself to be a good golfer.
- Kendimi iyi bir golf oyuncusu olarak görmüyorum.
Tom's store sells golf clubs, balls, shoes and other accessories.
- Tom'un mağazası golf sopası, top, ayakkabı ve diğer aksesuarları satmaktadırç
She beat him to death with a golf club.
- O bir golf sopası ile onu öldüresiye dövdü.
It's no bigger than a golf ball.
- Bu, golf topundan daha büyük değil.
The golf ball almost went in the hole.
- Golf topu neredeyse deliğe giriyordu.
Whose golf bag is this?
- Bu kimin golf çantası?