Onlar ayrıca Snow White'ın dinsiz üvey annesini de davet ettiler.
- They also invited Snow White's godless stepmother.
Allahsız kadın cezalandırılmalı.
- The godless woman must be punished.
Allahsız kadın cezalandırılmalı.
- The godless woman must be punished.
Onlar Güneş Tanrısı'nı mutlu etmek için her gün bir lama öldürdü.
- Every day they killed a llama to make the Sun God happy.
Kendimi kendi tanrım olarak görüyorum.
- I perceive myself as my own god.
Allah dünyayı yarattı.
- God created the world.
Allah'tan başka bir ilâh yoktur ve Muhammed, Allah'ın elçisidir.
- There is no god but God, and Muhammad is the messenger of God.
Allah'tan başka bir ilâh yoktur ve Muhammed, Allah'ın elçisidir.
- There is no god but God, and Muhammad is the messenger of God.
O ülkede, insanlar paraya tanrı gibi tapıyorlardı.
- In that country, people worshipped money like a god.
Ona herkes tarafından bir Allah gibi tapılır.
- He is worshiped as a god by everyone.
Godded him up ... It's the fear of discerning journalists: Does coverage of athletic stars, on field and off, approach beatification of the living?.
A supreme being; God, typically in some particular view or aspect.