O saatlerdir yürümekteydi.
- He had been walking for hours.
Saatlerce çalışmaktan yoruldum.
- I felt tired from having worked for hours.
Onu yazmak birkaç saatimi aldı.
- It took me several hours to write it.
Saatlerdir bekliyorum.
- I've been waiting for hours.
Senin mesai saatlerin ne?
- What are your office hours?