Bu koşullar altında, iflas kaçınılmazdır.
- Under the circumstances, bankruptcy is inevitable.
Babamın şirketi iflasın eşiğindedir.
- My father's company is on the verge of bankruptcy.
Tom iflas etmek zorunda kaldı.
- Tom was forced into bankruptcy.
Yüksek vergi ve kötü satış şirketi iflas ettirdi.
- High tax and poor sales bankrupted the company.
Kumar borçları nedeniyle iflas etti.
- He went bankrupt because of gambling debts.
Yetenekli maliye bakanının yaratıcılığı batmış ulusunun kurtulması için yardımcı oldu.
- The talented finance minister's ingenuity has helped his bankrupt nation to get out of the red.
Yüksek vergi ve kötü satış şirketi iflas ettirdi.
- High tax and poor sales bankrupted the company.
Several thousand companies go bankrupt in the UK each year.
... Detroit bankrupt. You took General Motors bankrupt. You took Chrysler bankrupt. So when ...
... I want to make sure that we understand, he said that I said we should take Detroit bankrupt. ...