İlk bakışta kolay görünüyor.
- At a first glance it seems easy.
O bize bir bakış fırlattı.
- She threw a glance at us.
Gazeteye sadece göz atmak istiyorum.
- I just want to glance at the paper.
Broşüre hızla göz atmak.
- I glanced through the brochure.
O, evraklara bir göz attı.
- He took a glance at the papers.
Onun mektubuna göz attım.
- I glanced at his letter.
Onun mektubuna göz attım.
- I glanced at his letter.
Broşüre hızla göz atmak.
- I glanced through the brochure.
His fist caught a glancing blow to my jaw.
The spring sunlight was glancing on the water of the pond.