gizler

listen to the pronunciation of gizler
التركية - الإنجليزية

تعريف gizler في التركية الإنجليزية القاموس.

giz
mystery

Love is mystery and misery indefinitely. - Aşk, sürekli olarak gizem ve sefalettir.

Today, we are going to unravel the mystery of the English subjunctive. - Bugün, İngilizce dilek kipinin gizemini çözeceğiz.

giz
riddle

Russia is a riddle wrapped in a mystery inside an enigma. - Rusya, bir muammanın içindeki gizemle sarılmış bir bilmece.

gizle
hide

She tried to hide her mistake from us. - O, hatasını bizden gizlemeye çalıştı.

I can't hide my feelings. - Duygularımı gizleyemiyorum.

gizle
blot out
gizle
secrete
gizle
{f} secreting
gizle
{f} hidden

The money was hidden beneath the floorboards. - Para döşeme tahtalarının altında gizlenmişti.

The cat lay hidden in the bushes. - Kedi çalıların içinde gizlenmiş yatıyordu.

gizle
conceal

She concealed the fact that she used to be a salesgirl. - O, bir tezgahtar olduğu gerçeğini gizlemişti.

Mrs Cockburn concealed her name lest the knowledge of her sex and youth should produce a prejudice against her work. - Gençlik ve cinsiyetiyle ilgili bilgi işine karşı bir ön yargıya sebep olmasın diye Bayan Cockburn adını gizledi.

gizle
{f} disguise

She disguised herself as him. - O, kendini o olarak gizledi.

He makes no disguise of his feelings. - O hislerini gizlemez.

gizle
gloss over
giz
hidden
giz
secret

I didn't mean to keep it secret. - Bunu gizli tutmak niyetinde değildim.

The Japanese Dentists Association affair is an incident concerning secret donations from the Japanese Dentists Association to Diet members belonging to the LDP. - Japon Diş Hekimleri Birliği sorunu Japon Diş Hekimleri Birliğinden LDP ye ait olan Diyet üyelerine yapılan gizli bağışlarla ilgili bir olaydır.

giz
gaff
gizle
concealing

Tom has done a pretty good job concealing his dissatisfaction. - Tom memnuniyetsizliğini gizleyen oldukça iyi bir iş yaptı.

Tom isn't very good at concealing the way he really feels. - Tom gerçekten hissettiği şekli gizlemede çok iyi değildir.

gizle
concealed

Tom concealed his pistol under his coat. - Tom silahını paltosunun altında gizledi.

Tom concealed the fact that he had been in prison. - Tom hapiste olduğu gerçeğini gizledi.

gizle
disguised

Tom disguised himself as a priest. - Tom bir rahip olarak kendini gizledi.

Tom was disguised as a janitor. - Tom bir odacı olarak kimliğini gizledi.

التركية - التركية

تعريف gizler في التركية التركية القاموس.

giz
Bayrak sereni
giz
Kıç direkteki kısa seren
giz
Sır: "O gün çözer gibi olmuştu Kütahya çinilerindeki dipdiri renklerin gizini."- N. Cumalı
giz
Yelkenli gemilerde, mizana direği denilen kıç direkte eğik duran bayrak
giz
Yelkenli gemilerde kıç direkte eğik duran bayrak sereni
giz
Sır
giz
Yelken gemilerinde mizana direği denilen kıç direkte eğik duran bayrak sereni
gizler
المفضلات