gizler

listen to the pronunciation of gizler
التركية - الإنجليزية

تعريف gizler في التركية الإنجليزية القاموس.

giz
mystery

Today, we are going to unravel the mystery of the English subjunctive. - Bugün, İngilizce dilek kipinin gizemini çözeceğiz.

Love is mystery and misery indefinitely. - Aşk, sürekli olarak gizem ve sefalettir.

giz
riddle

Russia is a riddle wrapped in a mystery inside an enigma. - Rusya, bir muammanın içindeki gizemle sarılmış bir bilmece.

gizle
hide

I shall hide the key so that you cannot open the suitcase. - Bavulu açamayasın diye anahtarı gizleyeceğim.

He couldn't think where to hide it. - Onu nereye gizleyeceğini düşünemedi.

gizle
blot out
gizle
secrete
gizle
{f} secreting
gizle
{f} hidden

The cat lay hidden in the bushes. - Kedi çalıların içinde gizlenmiş yatıyordu.

The sun was hidden in the moon's shadow. - Güneş ayın gölgesine gizlenmişti.

gizle
conceal

She concealed the fact that she used to be a salesgirl. - O, bir tezgahtar olduğu gerçeğini gizlemişti.

We can normally conceal our thoughts from others. - Biz normalde düşüncelerimizi başkalarından gizleyebiliriz.

gizle
{f} disguise

The thief disguised himself as an old lady. - Hırsız yaşlı bir kadın olarak kendini gizledi.

He disguised himself as a salesman and visited her house. - Bir satıcı olarak kimliğini gizledi ve onun evini ziyaret etti.

gizle
gloss over
giz
hidden
giz
secret

The secret service guards him against attack. - Gizli servis onu saldırıya karşı koruyor.

I didn't mean to keep it secret. - Bunu gizli tutmak niyetinde değildim.

giz
gaff
gizle
concealing

Tom isn't very good at concealing the way he really feels. - Tom gerçekten hissettiği şekli gizlemede çok iyi değildir.

Tom isn't very good at concealing his feelings. - Tom hislerini gizlemede çok iyi değildir.

gizle
concealed

Mrs Cockburn concealed her name lest the knowledge of her sex and youth should produce a prejudice against her work. - Gençlik ve cinsiyetiyle ilgili bilgi işine karşı bir ön yargıya sebep olmasın diye Bayan Cockburn adını gizledi.

Tom concealed his anger from Mary. - Tom öfkesini Mary'den gizledi.

gizle
disguised

The thief disguised himself as an old lady. - Hırsız yaşlı bir kadın olarak kendini gizledi.

Tom was disguised as a janitor. - Tom bir odacı olarak kimliğini gizledi.

التركية - التركية

تعريف gizler في التركية التركية القاموس.

giz
Bayrak sereni
giz
Kıç direkteki kısa seren
giz
Sır: "O gün çözer gibi olmuştu Kütahya çinilerindeki dipdiri renklerin gizini."- N. Cumalı
giz
Yelkenli gemilerde, mizana direği denilen kıç direkte eğik duran bayrak
giz
Yelkenli gemilerde kıç direkte eğik duran bayrak sereni
giz
Sır
giz
Yelken gemilerinde mizana direği denilen kıç direkte eğik duran bayrak sereni