You can't keep hiding from me, Tom.
- Benden gizlenmeye devam edemezsin, Tom.
The police found Tom's hideout.
- Polis Tom'un gizlenme yerini buldu.
Have you told anyone where our hideout is?
- Gizlenme yerimizin nerede olduğunu kimseye söyledin mi?
I can't hide my feelings.
- Duygularımı gizleyemiyorum.
Tom had nothing to hide.
- Tom'un gizleyecek bir şeyi yoktu.
The cat lay hidden in the bushes.
- Kedi çalıların içinde gizlenmiş yatıyordu.
Now the mountain is hidden by the clouds.
- Şimdi, dağ bulutlar tarafından gizlenmiştir.
Tom isn't very good at concealing his feelings.
- Tom hislerini gizlemede çok iyi değildir.
She concealed the fact that she used to be a salesgirl.
- O, bir tezgahtar olduğu gerçeğini gizlemişti.
He makes no disguise of his feelings.
- O hislerini gizlemez.
She disguised herself as him.
- O, kendini o olarak gizledi.
I know all the places to hide.
- Ben gizlenmek için tüm yerleri biliyorum.
Tom has no reason to hide.
- Tom'un gizlenmek için hiçbir nedeni yok.
Tom isn't very good at concealing his feelings.
- Tom hislerini gizlemede çok iyi değildir.
Tom isn't very good at concealing the way he really feels.
- Tom gerçekten hissettiği şekli gizlemede çok iyi değildir.
Mrs Cockburn concealed her name lest the knowledge of her sex and youth should produce a prejudice against her work.
- Gençlik ve cinsiyetiyle ilgili bilgi işine karşı bir ön yargıya sebep olmasın diye Bayan Cockburn adını gizledi.
Tom concealed the fact that he had been in prison.
- Tom hapiste olduğu gerçeğini gizledi.
The thief disguised himself as an old lady.
- Hırsız yaşlı bir kadın olarak kendini gizledi.
She disguised herself as him.
- O, kendini o olarak gizledi.