gizlen

listen to the pronunciation of gizlen
التركية - الإنجليزية
lurk

I've been lurking all night, waiting for you to come out of your bedroom. - Yatak odandan çıkmanı bekleyerek bütün gece boyunca gizleniyorum.

Be careful. There is danger lurking in every corner. - Dikkatli ol. Her köşede gizlenen tehlike var.

skulk
gizle
hide

She tried to hide her mistake from us. - O, hatasını bizden gizlemeye çalıştı.

I shall hide the key so that you cannot open the suitcase. - Bavulu açamayasın diye anahtarı gizleyeceğim.

gizle
blot out
gizle
secrete
gizle
{f} secreting
gizle
{f} hidden

The money was hidden beneath the floorboards. - Para döşeme tahtalarının altında gizlenmişti.

Now the mountain is hidden by the clouds. - Şimdi, dağ bulutlar tarafından gizlenmiştir.

gizle
conceal

We can normally conceal our thoughts from others. - Biz normalde düşüncelerimizi başkalarından gizleyebiliriz.

Tom isn't very good at concealing the way he really feels. - Tom gerçekten hissettiği şekli gizlemede çok iyi değildir.

gizle
{f} disguise

The thief disguised himself as an old lady. - Hırsız yaşlı bir kadın olarak kendini gizledi.

She disguised herself as him. - O, kendini o olarak gizledi.

gizle
gloss over
gizle
concealing

Tom isn't very good at concealing the way he really feels. - Tom gerçekten hissettiği şekli gizlemede çok iyi değildir.

Tom isn't very good at concealing his feelings. - Tom hislerini gizlemede çok iyi değildir.

gizle
concealed

Mrs Cockburn concealed her name lest the knowledge of her sex and youth should produce a prejudice against her work. - Gençlik ve cinsiyetiyle ilgili bilgi işine karşı bir ön yargıya sebep olmasın diye Bayan Cockburn adını gizledi.

Tom concealed his anger from Mary. - Tom öfkesini Mary'den gizledi.

gizle
disguised

He disguised himself as a salesman and visited her house. - Bir satıcı olarak kimliğini gizledi ve onun evini ziyaret etti.

She disguised herself as him. - O, kendini o olarak gizledi.