Eski kitaplarımı bağışlıyorum.
- I'm giving my old books away.
Bu yıl birbirimize Noel armağanları vermek yerine hediyeler için harcayacağımız miktarı hayır kurumuna bağışladık.
- Instead of giving each other Christmas presents this year, we donated the amount we would have spent on presents to a charity.
Eşyalarımı hibe ediyorum.
- I'm giving my stuff away.
Arabamı hibe ediyorum.
- I'm giving my car away.
Doğum yapma süreci çok acı vericidir.
- The process of giving birth is very painful.
Televizyon bilgi vermek için çok önemli bir araçtır.
- Television is a very important medium for giving information.
Güzel bir bayanı öperken güvenle araba sürebilen bir sürücü sadece öpücüğe hakettiği ilgiyi vermiyordur.
- Any man who can drive safely while kissing a pretty lady is simply not giving the kiss the attention it deserves.
Tom ölünceye kadar konserler vermeye devam etti.
- Tom continued giving concerts until he died.
Televizyon bilgi vermek için çok önemli bir araçtır.
- Television is a very important medium for giving information.
Bir ünlü taktisyen, Christopher Columbus bir zamanlar onların tüm sebze ve meyvelerini çalarak, böylece onlara iskorbüt vererek tüm korsan filosunu yok etti,
- A renowned tactician, Christopher Columbus once downed an entire pirate fleet by stealing all of their fruits and vegetables, thus giving them scurvy.
Sally, piyano dersleri vererek geçimini sağlıyor.
- Sally earns her living by giving piano lessons.