Ben aslında geveze birisi değilimdir. Sadece sana anlatacak çok şeyim var.
- I'm not really a talkative person. It's just that I have a lot of things to tell you.
O, her zamanki kadar geveze.
- He is as talkative as ever.
İkinci bardak şaraptan sonra Tom konuşkan oldu.
- After the second glass of wine, Tom became talkative.
Tom özellikle konuşkan hissetmiyordu.
- Tom wasn't feeling particularly talkative.