Onu Tom'a geri vermek zorundaydın, değil mi?
- You had to give it back to Tom, didn't you?
Ben bu saati saklayamam. Ben onu Tom'a geri vermek zorundayım.
- I can't keep this watch. I have to give it back to Tom.
Kitabı Cumartesiden önce geri vermek zorundayım.
- I have to give back the book before Saturday.
Sözlüğümü geri vermeyi unuttu.
- He forgot to give back my dictionary.
Çaldığım bütün paraları geri vermeye karar verdim.
- I've made up my mind to give back all the money I stole.
We organize this Thanksgiving dinner at the old-age home to give back to the community.
Give me back my book!.