Gerçek güçlü bir adam, ona bir kadeh şarap ver!
- That's a real strongman, bestow upon him a goblet of wine!
Müdür ona bir kupa verdi.
- The manager bestowed a trophy on him.
Bir arkadaş hediye olarak meyve gönderdi.
- A friend sent the fruit as a gift.
Onu bir hediye olarak paketlememi ister misiniz?
- Do you want me to wrap it up as a gift?