The two sisters became more and more famous.
- İki kız kardeş gittikçe daha ünlü oldular.
As he grew excited, he spoke more and more rapidly.
- O heyecanlandığında, gittikçe daha hızlı konuştu.
This area is gradually being deforested.
- Bu bölgede ormanlar gittikçe azalıyor.
Tom became increasingly aware that he was being manipulated by the FBI.
- Tom FBI tarafından manipüle edildiğinin gittikçe farkına vardı.
Naked yoga is becoming increasingly popular.
- Çıplak yoga gittikçe daha popüler hale geliyor.