gitti

listen to the pronunciation of gitti
التركية - الإنجليزية
gone

Mr. White has gone to Canada. - Bay White Kanada'ya gitti.

The new couple have gone off to Hawaii on their honeymoon. - Yeni çift balayında Hawaii'ye gitti.

(geçmiş zaman) went
gone on

Tom has gone on dates with both Mary and Alice. - Tom hem Mary hem de Alice'le buluşmaya gitti.

He's just gone on leave. - O az önce izinli gitti.

went with
went on

When we went to karaoke, Tom went on singing all night. - Karaoke'ye gittiğimizde, Tom bütün gece şarkı söylemeye devam etti.

Tom went on a business trip last week. - Tom geçen hafta bir iş gezisi için gitti.

git
go
git
{f} going

Before going to study in Paris, I must brush up on my French. - Paris'e çalışmaya gitmeden önce Fransızcamı tazelemeliyim.

Before going to study in Paris, I have to brush up on my French. - Paris'e çalışmaya gitmeden önce Fransızcamı tazelemek zorundayım.

git
{f} gone

She may have gone out to do some shopping. - O biraz alışveriş yapmak için dışarı gitmiş olabilir.

The new couple have gone off to Hawaii on their honeymoon. - Yeni çift balayında Hawaii'ye gitti.

git
(Meteoroloji) met

When I went to Tokyo, I met him. - Ben Tokyo'ya gittiğim zaman ona rastladım.

I go into the store, and who do I see? An American friend, who immediately begins to tell me what has been going on with him since we last met. - Mağazaya gidiyorum ve kimi görüyorum? Onunla son kez buluştuğumuzdan beri kendisinde neler gittiğini bana hemen anlatmaya başlayan bir Amerikan arkadaşımı.

git
ebb
git
get along with

I just can't get along with him. - Onunla anlaşamadım gitti.

git
went

Do you know where your dad went? - Babanın nereye gittiğini biliyor musun?

We went to London last year. - Geçen yıl Londra'ya gittik.

git
going to

Before going to work in Paris, I must brush up on my French. - Paris'e çalışmaya gitmeden önce Fransızcamı tazelemeliyim.

Before going to study in Paris, I have to brush up on my French. - Paris'e çalışmaya gitmeden önce Fransızcamı tazelemek zorundayım.

git
go#to
git
türkçeyi ingilizceye çevir
gittiler
went

They went in search of happiness. - Onlar mutluluğu aramaya gittiler.

Tom and Mary cut classes and went to the zoo. - Tom ve Mary okullarını astılar ve hayvanat bahçesine gittiler.

Anlamadım gitti
I just couldn't understand/get it
GiT
goto
az gitti uz gitti, dere tepe düz gitti
(in fairy tales) He traveled over hill and dale
git
go to

I want to go to America someday. - Bir gün Amerika'ya gitmek istiyorum.

I wish to go to Hawaii. - Hawaii'ye gitmeyi diliyorum.

günah benden gitti
You can either ignore my advice or follow it; but if you ignore it, don't blame me if anything goes wrong
her şey yolunda gitti
all went hell
kötü gitti
fared ill
nasıl gitti
How did you fare
yorgan gitti, kavga bitti
(Konuşma Dili) The dispute's over because there's no longer anything to wrangle about
zımnında because of, owing to, for: İzmir'e bir iş zımnında gitti
He went to İzmir on business
çoğu gitti, azı kaldı
Most of it is over, the end is near
الإنجليزية - الإنجليزية

تعريف gitti في الإنجليزية الإنجليزية القاموس.

git
A contemptible person
git
To leave
git
A silly, incompetent, stupid, annoying, or childish person
git
disapproval If you refer to another person as a git, you mean you dislike them and find them annoying. Variant of get. an offensive word for an unpleasant and annoying person, especially a man (get (16-20 centuries), from get )
git
a person who is deemed to be despicable or contemptible; "only a rotter would do that"; "kill the rat"; "throw the bum out"; "you cowardly little pukes!"; "the British call a contemptible person a `git'"
git
To get
git
Group travel in which individuals purchase a group package in which they will travel with others along a pre-set itinerary
git
Abr Group inclusive tour A group tour that is offered only if a minimum number of people book for it
git
{f} get (Colloquial)
git
A stupid or unpleasant person
git
synonym for gastrointestinal tract
التركية - التركية
Geçmiş zaman kipindeki fiillerden sonra gelerek istenmeyen bir şeyin yapıldığını, yapılacağını, istenen bir şeyin olmadığını veya olmayacağını anlatır: "Çolak Mehmet adında birini kapının arkasında ölmüş buldular, ancak sayılan bir adam değildi, gömdüler gitti."- M. Ş. Esendal
الإنجليزية - التركية

تعريف gitti في الإنجليزية التركية القاموس.

git
(Argo) defol, kış kış
gitti
المفضلات